Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4156 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 1910 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİDava dilekçesinde su aboneliği tesisi talebinde taraflar arasında çıkan muarazanın giderilmesine giderilerek, abonelik tesis edilmesine karar verilmesi (kanal katılım ve şebeke hisse bedelinden sorumlu olmadığının tespiti) istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R ITemyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dilekçesi ile; müvekkilinin, satın almış olduğu ... ili, ... ilçesi, ... mevkisi... Ada, 2 parsel üzerinde bulunan 7. Blok. No:15 adresindeki) bağımsız bölüme istinaden, su aboneliği için davalı kuruma başvurduğunu; söz konusu binanın iskan izni alınmasına ve kanal ve şebeke altıyapısı önceden oluşturulmuş olmasına rağmen; müvekkilinden, işçilik ücreti, Su Tesisleri Harcamalarına Katılma Payı, plaka satış gelirleri, Kanalizasyon Harcamalarına Katılma Payı isimleri altında toplamda 5.800 TL talep edildiğini; ...İ Tarifeler Yönetmeliğinin 39.maddesinin müvekkili hakkında uygulanmasının Anayasa ve Kanunlara aykırı olduğunu iddia ederek; taraflar arasında oluşan muarazanın men'i ile, kanal katılım ve şebeke hissesi bedelinden müvekkilinin sorumlu olmadığının tespitine; su aboneliği için ödemekle yükümlü olduğu bir bedel var ise mahkemece tesbiti ile bu bedel üzerinden abonelik tesis edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; idarece haksız olarak kanal katılım bedeli ve şebeke ücreti talep edildiği iddiasının yerinde olmadığını savunup, davanın reddini istemiştir. Mahkemece; bilirkişi raporu doğrultusunda, davanın kısmen kabulü ile, davacının konutuna (139,85 TL kanal katılım bedeli, 258,98 TL şebeke hisse bedeli ve diğer abonelik giderleri davacı tarafından karşılandığında) su aboneliği tesisine; taraflar arasındaki çekişmenin bu şekilde giderilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak, hükme esas alınan bilirkişi raporu, hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. Zira, bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi, ... Tarifeler Yönetmeliğinin 39. maddesinde; "Su ve kanalizasyon harcamalarına katılma payları: KP=(LXT)/2XN Formülüne göre hesaplanan değerdir. Bu değer gayrimenkulün vergi değerinin %2'sini geçemez. Denilmektedir. Yine formülde "Adil bir katılımın sağlanmasına yönelik katsayının": N ile ifade edildiği, "Gayrimenkulün toplam inşaat alanının": S ile ifade edildiği, N'nin ise S/1000 olduğu (N=S/1000) olduğu" belirtilmiş bulunmaktadır. Bilirkişi raporunu hazırlarken, formülde ifade edilen birim değerleri tek tek ele alıp, uygulamak zorundadır. Hükme esas alınan raporda, bilirkişinin; (N=S/1000) yerine, arsapayı oranını uyguladığı anlaşılmaktadır. Bu haliyle, rapor hüküm kurmaya elverişli değildir. Mahkemece, ASKİ Tarifeler Yönetmeliğinin 39.maddesinde öngürülen, formülde belirtilen birim değerler gözetilerek; yeniden alınacak bilirkişi raporundan sonra; oluşacak sonuç dairesinde bir hüküm verilmesi gerekmektedir. Eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.