Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4134 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 19445 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : DÖRTYOL 1.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 28/03/2013NUMARASI : 2009/471-2013/288 Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde; murislerini davalı bina sahibi Y..’ın evinde boya yaparken elektrik akımına kapılarak vefat ettiğini, murislerinin ölümü nedeniyle ıslah ile 114.356 TL maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuşlardır. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile davalı Belediye Başkanlığı yönünden İdari Yargı görevli olduğundan reddine, diğer davalılar yönünden müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş, hüküm davalılarca temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; idari işlemler, idari makamların kamu gücüne dayanarak, idare işlevine ilişkin olarak yaptıkları, tek yanlı, doğrudan uygulanabilir nitelikte ve ilgililerin hukuki durumlarını etkileyen irade açıklamalarıdır. İdari işlemlere karşı yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden hukuka aykırı oldukları iddiasıyla menfaatleri ihlal edilenler tarafından idari yargıda iptal davası açılabileceği gibi; idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması üst makamdan istenerek, bu istemin reddedilmesi üzerine iptal davası açılabilir. İdari Yargı'nın konusu, idarenin idare (kamu) hukuku alanında ki faaliyeti ile ilgili davalardır. İdare, bir işlemi, eylemi veya sözleşmeyi yaparken özel hukuk kişilerinin üstünde bir kamu tüzel kişisi olarak hareket etmiş ise, uygulanacak hukuk idare hukukudur. 17/15 sayılı ve 11.2.1959 günkü Y.İ.B.K.'nda açıkça belirtildiği gibi, bir kamu kurumunun görevlerinden olan bir işi yapmayı kararlaştırması idari bir karar olduğu gibi, bu kararı yerine getirmek üzere plan ve proje yapıp, o plan ve projeler gereğince iş görmesi, kararın neticesi olan birer idari eylemdir ve idari yargı görevlidir. Kamu hizmeti kavramı ile hiçbir şekilde bağdaştırılamayacak görev gereklerinden ve sınırlarından ilk bakışta ayrılabilen ve nesnel kurallarla belirlenmiş, kamusal çerçevenin dışına çıkan eylem ve işlemler; hizmet sırasında yapılmış olsalar bile, artık kamu hizmeti olarak nitelendirilemezler. Buna bağlı olarak da, yukarıda açıklanan yasal hükümler kapsamında değerlendirilemezler. Bunun açık örneği haksız eylemler ve işlemlerdir. Haksız fiil niteliğindeki eylemler kamu hizmeti kavramı içinde düşünülemez. Davalı belediyenin, somut olaydaki sorumluluğu hizmet kusuruna dayanmamakta olup, olayın haksız fiilden kaynaklandığı düşünülerek, bu durumda, haksız eylemden kaynaklanan tazminat davasının adli yargıda çözümlenmesi gerekirken, mahkemece; idari yargının görevli olduğundan bahisle davalı belediye yönünden davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Öyle ise mahkemece, bu hususlar gözetilerek davalı belediye hakkında da, işin esası hakkında yapılacak yargılama neticesinde hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 18.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.