Dava dilekçesinde 180.000.000 lira alacağın istirdaten faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davacı dava dilekçesinde; davalı tarafından aleyhine 9.9.2002 tarihinde icra takibi yapıldığını, bu takibe konu borcuna karşılık olmak üzere davalının banka hesabına 26.9.2002 tarihinde 180.000.000 TL ödeme yaptığını, buna rağmen davalının hiç ödeme yapılmamış gibi takibe devamla tamamını icrada tahsil ettiğini belirterek fazladan yaptığı 180.000.000 TL ödemenin yasal faiziyle istirdadını talep ve dava etmiştir. Davalı, davacının banka hesabına gönderdiği paranın icra dosyası ile ilgili olmadığını, iki (2) yıl boyunca tarlasını ekmesinden kaynaklanan borcu karşılığı bulunduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacının davasını kanıtlayamadığından ve davalının 180.000.000 liranın icar kira bedeline mahsuben yatırıldığına dair yemin etmiş olmasından bahisle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içerisindeki belgelerden; icra takibinin 3.9.2002 tarihinde yapıldığı, davacının banka ödemesinin ise 26.9.2002 tarihli olduğu anlaşılmaktadır. Davacı, davalı ile davaya konu (icraya konu borç) dışında başka bir hukuksal ilişki bulunmadığını belirtmiş olduğuna göre, davalının banka havalesi ile kendisine yapılan (180.000.000 TL) ödemenin, icra takibine bağlı borç değil ve fakat başka bir alacağa (icar ilişkisine) mahsuben yapıldığı iddiasını ispatlaması (miktar itibariyle yazılı belge-yemin) gerekir. Diğer bir deyişle, söz konusu savunma üzerine ispat yükü davalıya geçmiştir. Bu yön nazara alınmadan ispat yükünün tayininde hataya düşülerek davalının yemini eda ettiğinden ve davacının davasını ispatlayamadığından bahisle davanın reddi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA) ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 22.4.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.