Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4122 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 19649 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : ANKARA 5. TÜKETİCİ MAHKEMESİTARİHİ : 11/06/2013NUMARASI : 2010/994-2013/1330Taraflar arasında görülen kanal katılım ve şebeke bedelinin iadesi davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dilekçesinde; müvekkilinin, Ankara İli, Etimesgut İlçesi B.. Mah. K.. Cad. ..-Y Blok .. ada .. parsel .. numaralı bağımsız bölüm maliki olduğunu, davalı idare nezdinde su akışının sağlanması amacı ile ferdi su abonesi olmak istediğini, bu aşamada davalı idare ASKİ görevlileri tarafından müvekkilden toplam 2.717,06 TL kanal katılım payı ve şebeke hisse bedeli talep edildiğini belirterek; davalı idarece talep edilen 2.717,06 TL kanal katılım payı ve şebeke hissesi bedelinden müvekkilinin sorumlu tutulmaması; ödenmesi gereken bir bedel var ise bunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili dilekçesinde; yapılan işlemin usul, yasa ve Yargıtay içtihatlarına uygun olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, bilirkişi raporu doğrultusunda, davanın kısmen kabulü ile, davacının kanal katılım ve şebeke hisse bedeli olarak 686,74'den sorumlu olduğunun, bunu aşan kısımdan sorumlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.2464 Sayılı Belediye Gelirleri Kanununun 87. ve 88. maddeleri ile bunlara paralel olan ASKİ Tarifeler Yönetmeliğinin 39. maddesi hükümleri birlikte değerlendirildiğinde davalının yeni kanalizasyon ve içme suyu tesisleri yapılmış veya mevcutların iyileştirilmesi yapıldığı takdirde, tesislerin hizmet edeceği saha dahilindeki gayri menkul sahiplerinden yönetmelikte belirtilen ilkelere göre su ve kanalizasyon tesislerine katılım payı isteme hakkı vardır. Ancak, bu katılım payı davalı tarafça hizmet götürülmesi koşuluna bağlı olarak alınır. Bunun miktarının nasıl belirleneceği Katılım paylarının hesabına ilişkin ASKİ Tarifeler Yönetmeliğinin 39/2. maddesinde formül bulunmakta olup formülde -T- olarak simgeleştirilen “gayrimenkulün yararlanacağı su ve kanal hattına metre/tül maliyeti”nin, yine aynı maddenin 5. fıkrasındaki uygulanacağı yılın ve Belediye Gelirleri Kanununun 89. madde/a-son cümlesindeki “Bayındırlık birim fiatlarını geçemez” ifadeleri birlikte değerlendirilerek abonelik başvurusunda bulunulan tarihteki Bayındırlık birim fiyatları üzerinden alınması ve hesabın ona göre yapılması gerekir. Hesaplanan miktarın abonelik başvurusunun yapıldığı tarihteki binanın emlak vergi beyanındaki değerinin %2'sini aşmamak kaydıyla hüküm altına alınması gerekir.Dava konusu konuta ilk kez abone olunduğu, ilk kez abone olan kişiden kanal katılım ve şebeke hisse bedeli istenmesinde yasaya bir aykırılık bulunmadığı, davalı idarenin konutun bulunduğu bölgeye alt yapı hizmetlerini götürdüğü; bu nedenle davacının kanal katılım ve şebeke hisse bedelinden sorumlu olduğu, mahkemece de doğru olarak tespit edilmiş bulunmaktadır. Ne var ki, davacının kanal katılım ve şebeke hisse bedeliyle ilgili sorumlu olduğu miktarın belirlenmesinde, hükme esas alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. Zira, bilirkişi hesaplamasında; T(Metre Tül Maliyeti) 45,75 TL olarak gösterilmiş yine dava konusu taşınmaza ait yapı kullanım ruhsatı temin edilmeden hesaplama yapıldığı (bloklardaki daire sayısı ve yüzölçümler farklılık arzetmekte) anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, dava konusu taşınmaza ait yapı kullanım ruhsatı temin edilip metre tül maliyeti abonelik başvuru tarihindeki Bayındırlık ve İskan Bakanlığı birim değerleri esas alınmak suretiyle, güncelleştirilerek yasa ve yönetmeliğe uygun denetimi mümkün olacak şekilde yeniden rapor alınarak sonucuna göre hüküm kurmak gerekirken, eksik inceleme sonucu, kurulan hükümde isabet görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.