Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4115 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 2533 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : ARABAN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 30/05/2012NUMARASI : 2011/122-2012/69 Taraflar arasında görülen menfi tespit davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinin .. nolu tarımsal sulama elektrik abonesi olduğunu, müvekkillerine ait bu sayaca davalı kurumca 07/10/2007-12/10/2009 tarihleri arası 14.260,40. TL. ve 12/07/2010 - 09/10/2010 tarihleri arası 16.007,90 TL ile yine 12/07/2010 - 09/10/2010 tarihleri arası 2.699,40 TL kıyas ek tahakkuk faturası olmak üzere toplam 32.967,70 TL fatura tahakkuk edildiği, müvekkillerinin bir yılda 3 ay sulama işi yaptıklarını, çıkarılan rakamın fahiş olduğunu belirterek, müvekkillerinin borçlu olmadığının tespitine, şayet bir borç var ise tüketim bedelinin tespitini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı abonelerin biriken elektrik borcunu ödemediği için 28.02.2008 tarihinde elektriğinin kesildiğini, 12.10.2009 tarihinde yapılan kontrolde enerjinin kullanıldığının tespit edilmesi üzerine elektriğin tekrar kesilerek sayacın mühürlendiğini, kaçak katsayısının 1,5 katı baz alınarak hesaplamanın yapıldığı ve 14.260,40 TL tahakkuk edildiği; kurumca 09.10.2010 tarihinde yapılan kontrolde elektrik kesik olduğu halde mühürlü olan elektriğin açılarak sayaçsız elektrik kullandığının tespit edildiği ve kaçak tutanağına istinaden 2 katı üzerinden 16.007,90 TL hesaplama yapıldığı; hesaplamada herhangi bir usulsüzlüğün bulunmadığını, ilgili işlemlerin yönetmelik maddelerine uygun olarak yapıldığını belirterek, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece; iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacıların davalı kuruma 22/10/2009 ve 13/10/2010 yılı sulama sezonlarında kullandığı elektriğe karşılık vergi ve fonlar dahil toplam 25.344,48-TL. borçlu olduğunun tespitine, davacının davalı kuruma 7.623,22-TL. borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık, davalı kurum tarafından kaçak elektrik kullanımı nedeniyle tahakkuk ettirilen faturalardan dolayı davacının borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanununa dayanılarak hazırlanan ve 25 Eylül 2002 günlü Resmi Gazetede yayınlanarak 01.03.2003 tarihinde yürürlüğe giren Elektrik Tarifeleri Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13. maddesi hükmünde, gerçek veya tüzel kişiler tarafından, yasal şekilde tesis edilmiş sayaçtan geçirilmeden mevzuata aykırı bir şekilde elektrik enerjisi tüketmesi, kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edilmiş, 15. madde hükmünde de, kaçak ve usulsüz elektrik enerjisi kullanımına ilişkin tespit, süre, tüketim miktarı hesaplama, tahakkuk, ödeme yöntemleri ile diğer usul ve esasların dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından belirlenerek Kuruma sunulacağı ve kurul onayı ile uygulamaya konulacağı açıklanmıştır. Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları düzenlemek üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından, 1 Ocak 2006 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından uygulanacak “Kaçak ve Usulsüz Elektrik Enerjisi Kullanılması Durumunda Yapılacak İşlemlere İlişkin Usul ve Esaslar” hakkında 622 sayılı karar alınmıştır. Somut olaya gelince, davalı görevlileri tarafından düzenlenen 12.10.2009 tarihli kaçak elektrik tespit tutanağı ile, "abonenin elektriği sistemde kesik ancak abone kurum bilgisi dışında kesik olan elektriği açıp kullandığı" tespit edilmiş ve sayaç sökülmüş yine 09.10.2010 tarihli kaçak elektrik tespit tutanağında ise "abonenin elektriği 12.10.2009 tarihinde borcundan dolayı kesildiği abonenin borcunu ödemeden kurum bilgisi dışında mührü kırarak sayaçsız düz bağlı şekilde elektrik kullandığı" tespit edilmiş olup, davalı bu tutanaklara dayanarak, kaçak tahakkuku yapmıştır. Mahkemece bilgisine başvurulan bilirkişi tarafından düzenlenen raporda, 1. tutanakla ilgili işlemlerin incelenmesinde sayaçla oynanmadığı, kesilen elektriğin mühür kırılarak açıldığı için usulsüz kullanıldığı bu durumun Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nin 14/c maddesinde tanımlanan usulsüz elektrik kullanımı olduğu belirtilerek hesaplama yapılmış, 2. tutanak ise kaçak elektrik kullanımı olarak değerlendirilerek hesaplama yapılmıştır. Davacıların dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin ilgili mevzuata uygun şekilde kestiği elektrik enerjisini, yükümlülüklerini yerine getirmeden dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin izni dışında açması kaçak elektrik enerjisi tüketimi olduğu ve Elektrik Tarifeleri Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13. maddesi hükmüne göre hesaplama yapılması gerektiği kuşkusuzdur. Hal böyle olunca, mahkemece öncelikle yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilerek, dosyanın önceki bilirkişi dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna verilmesi, her bir kaçak elektrik tutanağı için talep edilen kaçak elektrik bedelinin ayrı ayrı yönetmelik ve kurul kararlarında açıklanan yöntemle hesaplanması konusunda denetime elverişli rapor alınması, davalının tahsilini istemekte haklı olduğu alacak miktarının bu şekilde belirlenmesi, daha sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.