Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4106 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 19739 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : ANTALYA 6. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 29/05/2013NUMARASI : 2012/267-2013/337Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının 22.04.2011 tarihli 10.000,00 TL bedelli çekin bedelini ödemediğini, hakkında başlattıkları ilamsız icra takibine de haksız yere itiraz ettiğini, çek bedelini ödemeyen davalının müvekkili aleyhine sebepsiz zenginleştiğini belirterek; itirazın iptali ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin, icra takibine konu çeki, kendisine gönderilen malların karşılığı olarak dava dışı .. Ticarete verdiğini, mallarda meyve sineği ve depo çürüklerinin çıkması nedeniyle ilgili kurumlarca ihracaata izin verilmediğini, müvekkilinin aldığı malları çöpe döktüğünü, .. Ticaret yetkililerinin, çeki bankaya ibraz etmeyeceklerini ve bilahare çeki iade edeceklerini bildirilmelerine rağmen çeki müvekkiline iade etmediklerini, bu nedenle menfi tespit davası açtıklarını, çekin davacı tarafından takibe konulması üzerine menfi tespit davasını sürdürmenin müvekkiline yarar sağlamayacağını düşünerek menfi tespit davasını takipsiz bıraktıklarını, davaya konu çekin tahrif edilmesi nedeniyle kambiyo senedi niteliğini taşımadığını, davacının ancak kendisinden önce gelen cirantaya temel ilişkiye dayanarak müracaat edebileceğini savunarak; davanın reddine karar verilmesini dilemiştir. Mahkemece; icra takibine konu olan alacağın varlığının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, TTK’nın 644.maddesi hükmüne dayalı olarak cirantanın, keşideci aleyhine başlattığı ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Takibe konu; 22.04.2011 tarihli, 10.000,00 bedelli çekin keşidecisi davalı M.. A.., cirantası davacı İ.. Ç..'dur. Dosya kapsamından; davacı cirantanın, davalı keşideci aleyhine 28.09.2011 günü ilamsız icra takibi başlattığı, keşideci M.. A..'un 03.11.2011 tarihli dilekçeyle takibe konu çekin keşide tarihinin ay bölümünde oynama yapıldığı, 22.01.2011 olan keşide tarihinin 22.04.2011 olarak değiştirildiği, konu ile ilgili olarak resmi evrakta sahtecilik suçu kapsamında Cumhuriyet Savcılığı'na şikayette bulunduğu ve çekin semeresiz kaldığı gerekçesiyle takibe itiraz ettiği, itirazla takibin durduğu, bunun üzerine davacı cirantanın eldeki itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır. Bu bağlamda davada ispat yükü davalı keşidecide olup, davalı, sebepsiz zenginleşmediğini kanıtlamak zorundadır. Hal böyle olunca mahkemece; uyuşmazlığın TTK.644. maddesi hükmü çerçevesinde çözülmesi ve keşideciye sebepsiz zenginleşmediğini kanıtlaması için delillerini sunma imkanı sağlanarak, toplanacak deliller doğrultusunda hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, somut olaya uygun düşmeyen gerekçelerle ispat yükünün tayininde hataya düşülerek ispat yükünün davacıda olduğu kabul edilip, davacının iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.