MAHKEMESİ : ADANA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 13/06/2013NUMARASI : 2011/519-2013/205Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili 25.06.2007 tarihli karşı dava dilekçesinde; taraflar arasındaki adi ortaklık ilişkisinin 21.09.2002 tarihi itibariyle tasfiye edilmesini ve müvekkilinin ortaklık adına yaptığı toplam 19.170,00 TL harcamanın yarı bedeli olan 9.585,00 TL'nin davalıdan tahsilini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; karşı davanın süresi içinde açılmadığını, ortaklığın resmi olarak tasfiye edilmediğini, davacı tarafın yapıldığını iddia ettiği giderleri işyerinden elde ettiği gelirlerden karşılandığını ileri sürerek, davanın reddini savunmuş, 20.05.2013 havale tarihli ıslah dilekçesiyle savunmalarını tamamen ıslah ederek, zamanaşımı def'inde bulunmuştur.Mahkemece; karşı davanın süresi içinde açılmadığı gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Temyiz incelemesini yapan Yargıtay 13.Hukuk Dairesinin 12.05.2011 tarih, 2010/15536 E; 2011/7790 K. sayılı ilamıyla, süresinde açılmayan karşı davanın ayrı esasa kaydedilip taraf teşkili sağlanarak görülmeye başlandığı, bu nedenle karşı davanın artık ana davadan ayrı bir dava olduğu, işin esası incelerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.Bozma ilamına uyan mahkemece; dava konusu alacağının iş ortaklığı ilişkisinden kaynaklandığı ve 818 sayılı BK'nın 126/4 ve 6098 sayılı BK'nın 147/4 maddesi uyarınca 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, davacının talep ettiği harcamaların en sonuncusunun 31.05.2002 günü yapıldığı, 5 yıllık zamanaşımı süresi dolduktan sonra 15.10.2007 tarihinde karşı dava dilekçesiyle alacağın talep edildiği, alacağın zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava; adi ortaklıktan kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.Temyize konu uyuşmazlık; davaya konu alacağının zamanaşımına uğrayıp uğramadığı noktasında toplanmaktadır.TBK.nun 147/4 maddesi gereğince, bir ortaklıkta, ortaklık sözleşmesinden doğan ve ortakların birbirleri veya kendileri ile ortaklık arasında açılmış bulunan davalar hakkında beş yıllık zamanaşımı uygulanır. (BK. m. 126/4) Sözleşmeden doğan alacaklarda zamanaşımı alacağın muaccel olduğu tarihten başlar.(TBK. m. 149) Alacağın muaccel olmasının bir bildirime bağlı olduğu hâllerde, zamanaşımı bu bildirimin yapılabileceği günden işlemeye başlar (TBK m.149/2)Adi ortaklıkta; ortağın alacağını isteme hakkı, ortaklığın son bulduğu tarihte doğar ve borç muaccel hale gelir. Zamanaşımı süresi de bu tarihten itibaren işlemeye başlar. Bu bilgiler ışığında somut olay irdelendiğinde dosya kapsamından; taraflar arasında 01.10.2001 tarihli protokol ile "Mini Kid" ticari unvanlı adi ortaklık ilişkisi kurulduğu, davalı E..'ın 20.09.2002 tarihinde ortaklığın bozulduğunun tespiti ile ortaklık bedeli olarak verilen 17.400,00 TL'nin iadesi istemli dava açtığı, mahkemece, taraflar arasında kurulan ortaklığın devam ettiği, davacının tasfiyeyi istemediği, adi ortaklık hükümlerine göre ancak tasfiyeden sonra kalan payın istenebileceği gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, bu hükmün Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, bunun üzerine davalı E..'ın 11.09.2006 tarihinde bu sefer 7.000,00 TL bedelli alacak davası açtığı, bunun üzerine A..'ün 25.06.2007 tarihli cevap dilekçesiyle eldeki karşı davayı açtığı, mahkemenin 16.01.2008 tarihli ara kararla karşı davayı asıl davadan ayırarak yeni esasa kaydettiği, asıl davada 6.000,00 TL'nin Ayşegül'den tahsiline karar verildiği, bu kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, tefrik edilerek ayrı esasa kaydedilen karşı davada ise karşı davanın süresinde açılmadığı gerekçesiyle açılmamış sayılmasına karar verildiği, hükmün Yargıtay 13.Hukuk Dairesi tarafından bozulduğu, bozmaya uyan mahkemece, davanın zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Buna göre somut olayda, taraflar arasında adi ortaklık ilişkisinin kurulduğu hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Ortaklık, taraflar arasında yapılan bir anlaşma veya mahkeme kararı olmadıkça tasfiye edilmiş sayılamaz. Tarafların ortaklıktaki hak ve borçları hususunda taraflar arasında bir anlaşma olmadıkça veya bu husus mahkeme kararıyla belirlenip tasfiyeye karar verilmedikçe, adi ortaklığın devam ettiği kabul edilmelidir. Bu bağlamda taraflar arasındaki ortaklık, fesih ve tasfiye edilmediğinden zamanaşımı süresi henüz başlamamıştır.Hal böyle olunca mahkemece; taraf delilleri toplanmak suretiyle TBK' nın 620 ve devamı maddeleri gereğince inceleme ve yargılama yapılarak hasıl olacak sonuca göre davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.