MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 2.SULH HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 09/10/2012NUMARASI : 2011/972-2012/748Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davada, davacı kurumda çalışan davalının, isteğe bağlı sigorta kaydı bulunan eşine, davacı kurumdan sağlık karnesi çıkarttırmak suretiyle 1999-2007 yılları arasında haksız yere tedavi yardımından yararlanıldığı belirtilerek; 3.516,52 TL'nin davalıdan istirdatı talep edilmiştir.Davalı; davanın reddini savunmuştur.Mahkemece; davalının eşinin davacı kurumda çalışırken istifa ettiği, akabinde isteğe bağlı olarak 15.03.1999 günü emekli olduğu, bu tarihten itibaren davalının eşinin tedavi ve sağlık giderlerini SSK'nın karşılaması gerekirken, davacı kurum tarafından karşılandığı, bu şekilde 3.516,52 TL kurum zararının doğmasına neden olunduğu gerekçesiyle davanın kabulü cihetine gidilmiş, sağlık karnesinin iade edildiği 13.04.2007 tarihinin faizin başlangıcı kabul edilmesine karar verilerek; 3.516,52 TL'nin 13.04.2007 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava; sebepsiz zenginleşme iddiasına dayalı olarak açılmış istirdat istemine ilişkindir.Temyize konu uyuşmazlık; davalının davacı kurum aleyhine sebepsiz zenginleşip zenginleşmediği, zenginleşmenin kabulü halinde zenginleşme miktarının ne olduğu, istirdatı talep olunan miktara hangi tarihten itibaren faiz uygulanacağı noktalarında toplanmaktadır.Somut olayda; mahkemece bilgisine başvurulan muhasebeci-finans uzmanı bilirkişi tarafından düzenlenen raporda; dava dosyası içinde davacı kurum tarafından karşılanan sağlık harcamalarına ilişkin ödeme tarih ve tutarını gösteren belgelere rastlanmadığı ifade edilmiş, buna rağmen raporun sonuç kısmında davacı kurumun davalıdan 3.516,52 TL alacaklı olduğunu belirtilmiştir. Bu haliyle rapor taraflar arasındaki uyuşmazlığı çözecek mahiyette değildir.Hal böyle olunca mahkemece; öncelikle davacı tarafa yaptığı harcamaları gösteren belgeleri dosyaya ibraz etmesi için süre verilmesi, belgelerin ibrazının ardından davacı kurumun davalıdan isteyebileceği alacak miktarının ilgili yasa ve yönetmelikler çerçevesinde değerlendirerek hesaplanması için sosyal güvenlik konusunda uzman bilirkişiden rapor alınması, daha sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.Diğer taraftan kural olarak sebepsiz zenginleşmeden doğan bir alacağa faiz yürütülebilmesi için borçlunun bir ihtarla ya da dava açılmak suretiyle temerrüde düşürülmesi zorunludur. (818 sayılı BK 101/1, 6098 sayılı TBK 117/1) Hal böyle olunca mahkemece; davalının dava tarihi öncesinde temerrüde düşürülüp düşürülmediği, düşürülmüş ise ne zaman temerrüde düşürüldüğü tam olarak tespit edilip, sonucu dairesinde hüküm kurulması gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu sağlık karnesini iade edildiği tarihten itibaren alacağa faiz işletilmesi doğru görülmemiş, bu husus da ayrıca bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.