Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4097 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 19735 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 16.SULH HUKUK MAHKEMESİ (KAPATILAN KADIKÖY 3.S.H.M.)TARİHİ : 22/11/2012NUMARASI : 2005/320-2012/1116 Taraflar arasında görülen menfi tespit davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde; kaçak elektrik kullanıldığı gerekçesiyle müvekkili şirket aleyhine tutanak tutulduğunu, akabinde elektriği kesmek üzere görevlilerin geldiğini, müvekkilinin kaçak elektrik kullanmadığı ve borçlu olmadığı halde elektriğinin kesilmemesi için davalıya ödeme yapmak zorunda kaldığını belirterek; müvekkilinin davalıya 2.706,43 TL borçlu olmadığının tespiti ile ödenen 662,15 TL'nin istirdatına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; 13.09.2004 günü yapılan kontrolde direk ile sayaç panosu arasında hat çekilerek kaçak elektrik kullanıldığının tespit edildiği ve bu nedenle kaçak kullanım bedeli tahakkuk ettirildiğini savunarak; davanın reddini dilemiştir. Mahkemece; davacı şirketin yetkilisi hakkında açılan ceza davasının yargılaması sırasında yapılan keşif ve neticesinde düzenlenen bilirkişi raporunda; kaçak elektrik kullanılmadığının tespit edildiği, diğer taraftan kaçak elektrik kullanıldığına dair ispat yükünün davalı elektrik idaresinde olduğu, davalı tarafın kaçak elektrik kullanıldığını ispata yarar dosyaya delil sunamadığı gerekçesiyle; 13.09.2004 tarihli tutanağa dayanılarak tahakkuk ettirilen 2.396,60 TL kaçak elektrik kullanım bedelinden davacının borçlu olmadığının tespitine, ödendiğine dair makbuz sunulan 599,16 TL fatura bedeli ve 63,15 TL gecikme zammı olmak üzere toplam 662,15 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, davaya konu edilen 309,83 TL borcun kaynağının dosya kapsamından anlaşılamadığı gerekçesiyle bu yöndeki talebin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; kaçak elektrik tutanağına istinaden tahakkuk ettirilen fatura bedelinden dolayı davacı şirketin borçlu olmadığının tespiti ile elektriğin kesileceği tehditi altında ödenen bedelin istirdatı istemine ilişkindir. Temyize konu uyuşmazlık; kaçak kullanımına dair ispat yükünün davanın hangi tarafı üzerinde olduğu ve ceza dosyasındaki beraat kararının hukuk hakimini bağlayıp bağlamadığı noktasında toplanmaktadır. Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davalı görevlileri tarafından düzenlenen kaçak elektrik tespit tutanağında, davacının kaçak elektrik kullandığının tespit edildiği, bu tutanağa dayanılarak davalı tarafından tahakkuk ettirilen kaçak elektrik bedelinin davacıdan talep edildiği, bu hususta davacı şirket yetkilisi aleyhine elektrik enerjisi hırsızlığı suçundan dolayı ceza davası açıldığı, mahkemece delil yetersizliğinden beraat kararı verildiği, kararın temyiz aşamasında zamanaşımı nedeniyle davanın düşürülmesine karar verildiği anlaşılmıştır. 1086 Sayılı HUMK 295/1 maddesinde, mahkeme ilamlariyle katibi adillerce re'sen tanzim olunan senetlerin sahteliği ve salahiyattar memurların salahiyetleri dahilinde usulüne tevfikan tanzim veya tasdik ettikleri vesikaların hilafı ispat olununcaya kadar delili kati teşkil edeceği açıklanmıştır. 6100 Sayılı HMK 204/2.maddesinde ise, yetkili memurların görevleri içinde usulüne uygun olarak düzenledikleri belgelerin, aksi ispatlanıncaya kadar kesin delil sayılacağı açıklanmıştır. Bu bağlamda; kaçak elektrik tutanakları aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir. İspat yükü, tutanağın aksini iddia eden davacı tarafa aittir. Bu nedenle mahkemece, ispat yükünün davalı elektrik idaresi üzerinde olduğu yönündeki değerlendirmesi doğru değildir. Diğer taraftan, Ceza Mahkemesi kararlarının Hukuk Mahkemesindeki davaya etkisini düzenleyen TBK'nın 74.maddesinde; (BK. 53) hakimin, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı, ceza hakimi tarafından verilen beraat kararıyla bağlı bulunmadığı, aynı şekilde, ceza hakiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararının da, hukuk hakimini bağlamadığı düzenlenmiştir. Beraat kararının tespit ettiği vakıa bakımından kesin delil teşkil edebilmesi için, beraat kararında o vakıanın mevcut olup olmadığının delillerle kesin biçimde tespit edilmiş olması gerekir. Buna karşılık, delil yetersizliğinden verilmiş beraat kararı, hukuk mahkemesinde kesin delil teşkil etmez. Somut olayda, davacı hakkında kaçak elektrik kullanımı ile ilgili açılan kamu davasında delil yetersizliğinden beraat kararı verilmiştir. Yukarıda açıklanan hukuki olgular karşısında davacı şirket yetkilisi hakkında verilen beraat hükmünün, görülmekte olan davada mahkemeyi bağlamadığı açıktır. Hal böyle olunca mahkemece; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilerek, uzman bilirkişiden davalının davacıdan talep edebileceği kaçak elektrik bedelinin, tutanağının düzenlendiği tarihte yürürlükte bulunan yönetmelik hükümlerine göre hesaplanması konusunda denetime elverişli rapor alınması ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.03. 2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.