MAHKEMESİ : ŞANLIURFA 1.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 15/11/2012NUMARASI : 2011/505-2012/544Taraflar arasında görülen menfi tespit davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davada; kaçak elektrik kullanılmadığının ve davacı abone aleyhine tahakkuk ettirilen 181.981,20 TL bedelli kaçak elektrik faturasına ilişkin borcun 180.000,00 TL'lik kısmından borçlu olunmadığının tespiti talep edilmiştir.Mahkemece; davanın kısmen kabulü cihetine gidilerek; 181.981,20 TL'lik fatura bedelinin 119.240,80 TL'lik kısmından borçlu olunmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, kaçak elektrik kullanılmadığının tespiti ile kaçak elektrik kullanımı nedeniyle tahakkuk ettirilen fatura bedelinden borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Dosya kapsamından; dava konusu uyuşmazlığın çözümü açısından yargılama sırasında mahkemece iki ayrı bilirkişi heyetinden rapor alındığı, 21.11.2011 tarihli ilk raporda; davacının elektrik idaresine 171.711,17 TL borçlu olduğunun rapor edildiği, itiraz üzerine alınan ikinci raporda ise 62.740,42 TL borçlu olunduğunun rapor edildiği, mahkemece; raporlar arasındaki bu çelişki giderilmeden ikinci rapora dayalı olarak hüküm kurulduğu anlaşılmıştır. Alınan raporlar arasında davacının sorumluluğu açısından fahiş fark bulunduğu açıktır.Bilirkişi raporu kural olarak hâkimi bağlamaz, hakim raporu serbestçe takdir eder. Hakim raporu yeterli görmezse, bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçilecek bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme de yaptırabilir. Bilirkişi raporları arasındaki çelişki varsa hakim, çelişkiyi gidermeden karar veremez.Hal böyle olunca mahkemece, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kurulundan ayrıntılı ve denetime elverişli rapor alınarak hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, birbiriyle çelişen raporlar arasındaki çelişki giderilmeden, itiraza uğrayan rapora dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir. Bozma nedenine göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.