Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4041 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 19690 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : MANİSA 2.AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 17/09/2013NUMARASI : 2012/759-2013/604 Taraflar arasında görülen ziynet alacağı davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davada, tarafların boşandıkları, düğünde takılan ziynet eşyalarının davalıda kaldığı 22 ayar 9 adet her biri 20 gram bilezik, 10 adet reşat altın, 1 adet beşi bir yerde, 8 adet çeyrek altının davacıya aynen iadesi veya mümkün olmadığı takdirde 24.200,00 TL bedelinin ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir. Davalı, davacının bir kısım altınları yanında götürdüğünü, 14 ayar iki adet bilezik, üç adet küçük altın ve yoncalar ile dört adet reşat altınının davacının tedavisi için harcandığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. Evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun ona bağışlanmış say??lır. Ancak, ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, kadının isteği ve onayı ile iade edilmemek üzere bozdurulup ihtiyaçlar için harcandığının davalı yanca kanıtlanması halinde, koca ziynet eşyalarını iadeden kurtulur. Somut olayda, bir kısım altınlar yönünden evliliğin devamı sırasında davalı tarafından bozdurularak davacının çocuk tedavisi masrafları için harcandığı, davalı yanca kabul edilmektedir. Davacı kadının, iade edilmemek üzere, kendi rızası ile ziynet eşyalarını verdiğini, davalı kocanın kanıtlaması gerekir. Dinlenen davalı tanıkları, davacının ziynetlerin bozdurulmasına rıza gösterdiğini davacının bunları geri almamak üzere bağışladığına ilişkin herhangi bir beyanda bulunmamışlardır. Kaldı ki, davacının tedavisi sebebiyle yapıldığı iddia edilen masraflara ilişkin herhangi bir harcama belgesi de sunulmamıştır. Bu durumda, davalı koca, davacı kadının iade edilmemek üzere kendi rızası ile ziynet eşyalarını verdiğini kanıtlayamadığından, beyanında belirttiği dava konusu ziynet eşyalarını davacıya iade etmesi gerekir. Mahkemece, bu yön üzerinde durulmadan yazılı şekilde kısmen kabul kararı verilmesi doğru değildir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.