Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3994 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 10862 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : ALANYA 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 14/03/2014NUMARASI : 2013/352-2014/111Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, dava dilekçesinde; davalı şirket adına kayıtlı bulunan ..1,3 Marka 2005 model .. plakalı aracın, harici satım sözleşmesi uyarınca, önce A.. K..'ye satıldığını; daha sonra, bu şahıs tarafından İ.. G..'e satıldığını ve nihayetinde 21.07.2008 tarihli "oto satış sözleşmesi" başlıklı harici sözleşmesi uyarınca, 13.500 TL bedelle davacıya satıldığını; aracın resmi devrinin, bir türlü gerçekleştirilememesi üzerine, davacı ile davalı şirket arasında 04.10.2011 tarihinde "araç satış sözleşmesi" başlıklı yeni bir sözleşme akdedildiğini; davalı şirketin sözleşmede satıcı, davacının alıcı sıfatı ile hareket ettiğini, araç bedelinin tamamen alındığının sözleşmede yazdığını; davacının, zilyetliğinde bulunan aracı kullanmaya devam ettiğini; araç üzerinde faydalı ve zorunlu masraflar yaptığını, 1.400 TL karşılığında LPG taktırdığını, 320 TL'ye lastik taktırdığını; aracın daha sonra davalının borcundan dolayı haczedildiğini ve davacının elinden alındığını; Alanya 2 İcra Müdürlüğünün 2013/4023 Esas sayılı dosyası üzerinden davalıya karşı takip başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek; davalı borçlu tarafından yapılan haksız ve kötü niyetli itirazın iptaline, davalı borçlunun itirazının haksız ve kötü niyetli olması sebebi ile davalı aleyhine alacağın % 40 ından aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde, talebin zamanaşımına uğradığını, davacı ile yapılan sözleşmede sadece satış işleminin yapılacağının belirtildiğini, kendisine bir ödeme yapılmadığını savunarak; davanın reddini istemiştir. Mahkemece; 04/10/2011 tarihli araç satış sözleşmesi başlıklı belgenin, her ne kadar, başlığında araç satış sözleşmesi yazsa da sözleşme içeriğinin satıştan ziyade bir aracın devrinin yapılmasına yönelik taahhüdü içerdiği; söz konusu sözleşmede, alıcı ve satıcı tarafından birbirlerine her hangi bir şekilde satış bedeli ödendiğine yer verilmediği; zira, sözleşmenin birinci maddesinde de, satış bedelinin üçüncü şahsa nakden ödendiğinin açıkça belirtildiği; bundan dolayı, davacı tarafın, davalı taraftan 04/10/2011 tarihli sözleşmeye dayanarak araç bedelini istemesinin yerinde olmadığı, araç bedeli yönündeki talebinin reddinin gerektiği; yine, söz konusu araca davacı tarafından yeni lastik takılması ve LPG takılması nedeni ile bunlara yönelik bedellerin iadesi talebi değerlendirildiğinde, söz konusu aracın davalının borçları nedeni ile haciz edildiğinden davacı tarafından araca yapılan faydalı masrafların davalı açısından bir sebepsiz zenginleşme yaratacağının aşikar olduğu; bu çerçevede, araç üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, sunulan bilirkişi raporuna göre, araca takılan lastiklerin kullanıldığı süre dikkate alındığında araca her hangi bir katkı değer katmayacağının belirtildiği; yine, araçtaki LPG sisteminin teferruat mahiyetinde olduğu, araçtan her zaman sökülüp alınabileceği gerekçesi ile; davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak, araca LPG sistemi takıldığı konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; LPG ile ilgili, sadece, araçta sıralı LPG sisteminin bulunduğu tespit edilmiş, faydalı, zorunlu, lüks masraf olup olmadığı, sökülmesinin araçta bir değer kaybına sebep olup olmayacağı tartışılmamış iken, mahkemece; taferruat mahiyetinde kabul edilerek, sökülüp alınabileceği gerekçesiyle, buna yönelik talebin de reddine karar verilmiştir. Hal böyle olunca, mahkemece; dosyanın bilirkişiye tevdii ile, davacı tarafından takılan LPG sisteminin araca artı değer katıp katmadığı, faydalı, zorunlu masraf olup olmadığı, sökülüp alınmasının araçta değer kaybına yol açıp açmayacağı konusunda rapor alınarak, sonucu dairesinde hüküm tesisi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.