Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 3992 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 19602 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 01/10/2012NUMARASI : 2012/4-2012/217 Taraflar arasında görülen kayıp kaçak bedeli davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dava; taraflar arasında düzenlenen sözleşme kapsamında davalı tarafından davacıya satılan elektrik bedeli faturası içerisinde davacıdan kayıp kaçak bedeli, perakende satış hizmet bedeli, psh (sayaç okuma) bedeli, dağıtım bedeli ve iletim sistemi kullanım bedeli olarak tahsil edilen bedelin hukuka aykırı bulunduğundan bahisle davalıdan istirdatı istemine ilişkindir. Davalı vekili Ulusal Tarife Bedellerinin hangi bileşenlere ayrıştırılarak faturalara yansıtılacağı ve miktarı hususunun 4628 Sayılı Kanun ve bu kanuna bağlı olarak yayınlanan mevzuat kapsamında EPDK tarafından belirlendiğini ve dağıtım şirketlerince de uygulandığını, bu nedenle davanın adli yargı yerinde görülmeyip idari yargı yerinde görülmesi gerektiğinden yargı yolu itirazında bulunduklarını, yetki itirazı yönünden de taraflar arasında yapılan sözleşmenin 15. Maddesinde bu sözleşmenin ve yürürlükteki ilgili mevzuatın uygulanmasından doğacak anlaşmazlıkların giderilmesinde Yozgat Mahkemelerinin yetkili olduğunun hüküm altına alındığının, HMK.nun 17.maddesi anlamında sözleşme ile Yozgat Mahkemeleri yetkili kılındığından, mahkemece yetkisizlik kararı verilerek dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmiştir. Mahkemece, yetkisizlik nedeniyle davanın HMK.nun 115-2 maddesi uyarınca dava şartı noksanlığından usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. HMK'nın 6.maddesi gereğince bir davada genel yetkili mahkeme, davalının ikametgâhının bulunduğu yer mahkemesidir. Aynı Kanunun 10.maddesinde sözleşmeden doğan davalar için, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de dava açılabilir. Bu da özel yetkiye ilişkin bir düzenlemedir. Öte yandan; yine aynı kanunun 17.maddesinde tarafların yetki sözleşmesi yapmak suretiyle yetkili olmayan bir mahkemenin yetkisini kabul edebilecekleri belirtilmiştir. Tarafların sözleşmede yetkili mahkemeyi kararlaştırmış olmaları, HMK.nun 6.maddesi uyarınca genel yetkili olan ve 10. maddedeki kural gereğince özel yetkili bulunan mahkemelerin yetkilerini kaldırmaz. Dolayısıyla dava, davacının seçimine göre, hem genel ve hem de özel yetkili mahkemede açılabilir. (Bkz. HGK. 05.11.2003, 2003/13-640-627 sayılı kararı). Bu bağlamda yapılan yetki sözleşmesine rağmen davalının ikametgahı olan Ankara mahkemesinin yetkisi devam edeceğinden davanın esasına girilerek talep hakkında tarafların sav ve savunmaları değerlendirilmek suretiyle esasa ilişkin karar ittihazı cihetine gidilmesi gerekirken, davanın yetkisizlik kararı verilerek usulden reddi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 13.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.