Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3984 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 16523 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İSTANBUL 2. TÜKETİCİ MAHKEMESİTARİHİ : 28/03/2014NUMARASI : 2012/1225-2014/453Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiş, duruşmalı olarak incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen, 24.02.2015 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz edenlerden davacı vekili Av. B.. T.. geldi. Karşı taraf davalılardan İ.. A.. ve H.. A.. vekili Av. Y.. S.. geldi. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00'e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, dava dilekçesinde; davalı arsa sahipleri İffet ve H.. A.. ile davalı yüklenici ...San. AŞ. arasında düzenlenen 14.10.2005 tarihli "Satış Vaadi Şeklinde Düzenlenen Hasılat Paylaşımlı Konut Yapım Sözleşmesi" gereğince konutların satışından elde edilecek hasılatın %77'si yapımcıya, %23'ü arsa maliklerine ait olacağı konusunda anlaşma sağlandığını, bu sözleşme gereğince yüklenici şirketin daire satışına başladığını, davacının 26.07.2006 tarihli sözleşme ile yüklenici davalı .. San. AŞ'den daire satın almak için kararlaştırılan 169.000 TL bedelin adi ortaklığa ödeme yapıldığını, davalıların süresinde daireyi teslim etmediklerini belirterek ödenen 169.000 TL'nin denkleştirici adalet ilkesi gereğince tahsilini talep etmiş, yargılama sırasında talebini 263.835 TL'ye artırmıştır. Davalılar (arsa sahipleri) İffet ve H.. A.. vekili cevabında, davacı ile sözleşme yapmadıklarını, diğer davalı yüklenicinin edimini davacıya karşı taahhütde bulunmadıklarını beyan etmiştir.Diğer davalı Müflis ...San. AŞ ile İTC Holding AŞ ise davaya cevap vermemişlerdir. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, davalılar (arsa sahipleri) İffet ve H.. A.. yönünden husumetten reddine, diğer davalılar yönünden ise davanın kabulü ile 263.835 TL'nin müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş, hükmü davacı vekili ve davalı ...San. AŞ. vekili temyiz etmiştir. Dosya kapsamından, davalı arsa sahipleri İffet ve H.. A.. ile yüklenici davalı ...San.AŞ. arasında düzenlenen 14.10.2005 tarihli "Satış Vaadi Şeklinde Düzenlenen Hasılat Paylaşımlı Konut Yapım Sözleşmesi" gereğince 1 parselde kayıtlı 82.723 m² tarla üzerinde yapımcı tarafından konut yapımı işi ile ilgili olarak tarafların hak ve yükümlülüklerinin belirlendiği, 16.maddesinde, konutların satışından elde edilecek hasılatın %77'si yapımcıya, %23'ü arsa maliklerine ait olacak şekilde paylaşılacağı konusunda anlaşma yapıldığı, bu sözleşme gereğince davalı yüklenici ...San. AŞ'nin yapmayı taahhüt ettiği inşaattan 13/B nolu bağımsız bölümün davacıya satılması ile ilgili 26.07.2006 tarihli harici satış sözleşmesi düzenlendiği, sözleşme gereğince davacı tarafından davalı yüklenici şirkete 169.000 TL'nin ödendiği, inşaatın %10 seviyesinde iken, davalı yüklenici şirketin inşaatı terk ettiği, davalı arsa sahipleri ile davalı yüklenici firmanın sözleşmeyi 08.06.2007 tarihinde feshettikleri, arsa sahiplerinin diğer davalı .. Holding AŞ. ile 08.06.2007 tarihli Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesinin imzalandığı, daha sonra 09.08.2007 tarihinde feshedildiği, davacının 05.08.2006 ve 15.10.2006 tarihinde ödediği 169.000 TL'nin denkleştirici adalet ilkesi gereğince dava tarihi itibariyle ulaştığı değerin bilirkişi raporuna göre 263.835 TL olduğu anlaşılmaktadır. Davada geçersiz satış sözleşmesi gereğince ödenen bedelin tahsili talep edilmektedir. Davalı yüklenici ...San. AŞ hakkında İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 19.03.2008 tarih, 2007/570 E.- 2008/168 K. sayılı kararı ile iflasına karar verilmiş, tasfiye işlemlerinin İstanbul 2.İflas Müdürlüğünün 2008/4 E.sayılı dosyası ile devam ettiği, davada ise davalı Müflis ...San. Aş İflas İdare Memurları tarafından temsil edilmiş, bu dava ise 16.11.2012 tarihinde, iflasdan sonra açılmıştır. İflasın açılması, maddi hukuka ilişkin ilişkileri ve hükümleri cebri şekilde etkilediği gibi Medeni Usul ve İcra Hukuku kuralları üzerinde de etki yaratır. Bu etkilerden biri de görev kurallarında meydana gelen değişikliktir.Davalı ...San.AŞ nin, dava tarihinden önce iflasına karar verildiği, iflas masasının oluşturulduğu anlaşılmıştır. İİK nın 194. maddesindeki "Acele haller müstesna olmak üzere müflisin davacı ve davalı olduğu hukuk davaları durur ve ancak alacaklıların ikinci toplasından on gün sonra devam olunabilir" hükmü gereğince işlem yapılarak usulüne uygun taraf teşkili sağlanmalıdır.İflastan sonra, müflis aleyhine masaya giren mal ve haklara ilişkin bir dava açılamaz. Masadan bir hak iddiasında olanlar, alacaklarını veya haklarını İİK'nun 219/2 maddesi gereğince masadan isterler (masaya yazdırırlar). İflas idaresi, istenen alacakları kabul etmemesi halinde İİK'nın 235.maddesinde açıklanan sıra cetveline itiraz (kayıt kabul) davasının açılması gerekir. İflastan sonra müflise karşı dava açılması halinde bu davaya İİK'nın 235/ll.maddesi gereğince sıra cetveline itiraz (kayıt kabul) davası olarak devam edilmelidir. Müflisin iflas masasına giren mal ve haklara ilişkin davalarda taraf sıfatı olmadığından, iflastan sonra masaya giren mal ve haklara ilişkin davanın Müflis ...San. AŞ. adına değil, iflas idaresi aleyhine açılması gerekir. Ancak, İcra İflas Kanunu'nun 235/1.maddesinde "Sıra cetveline itiraz edenler, cetvelin ilanından itibaren onbeş gün içinde iflasa karar verilen yerdeki Ticaret Mahkemesine dava açmaya mecburdurlar" hükmü gereğince davanın görevli mahkemede görülmesi gerekir. Buradaki mahkemenin yetkisi de kamu düzenine ilişkindir. Somut olayda, davalı şirketin dava tarihinden önce (19.03.2008 tarihinden) iflasına karar verilmiş olduğundan bu dava "kayıt kabul davası" niteliğinde olup, iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.Öte yandan, davacı ile diğer davalı arsa sahipleri arasında 4077 sayılı yasa kapsamında bir sözleşme ilişkisi bulunmamaktadır. Bu nedenle davalı arsa sahipleri hakkında açılan davada Tüketici Mahkemesi görevli olmayıp, Asliye Hukuk Mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilir. Mahkemece, görev yönü düşünülmeden, dava dilekçesinin görev yönünden reddi yerine işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.