MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİTaraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dilekçesinde, müvekkili olan davacı ile davalının boşandıklarını, müşterek çocuğun velayetinin davacı anneye verildiğini, boşanma sırasında nafaka istenmediğini, ancak çocuğun ihtiyaçlarının arttığını beyan ederek 500,00 TL. iştirak nafakasına karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.Mahkemece, dava tarihinden itibaren 250,00 TL ve kararın kesinleşmesinden itibaren aylık 350,00 TL. iştirak nafakasına karar verilmiştir.Tarafların Bakırköy 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1998/176-818 sayılı ve 07.01.1999 tarihinde kesinleşen kararı ile boşandıkları ve küçüğün velayetinin davacı anneye verildiği anlaşılmaktadır.Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katkıda bulunması gerekir. Çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderlerin ana-baba tarafından müşterek karşılanması da ilke olarak kabul edilmiştir (TMK. 327 md.). Bu nedenledir ki, iştirak nafakasının dava tarihi itibariyle çocuğun yaşı, eğitim durumu, günün ekonomik koşullarındaki paranın alım gücü ile genel ihtiyaçlarına uygun olarak ana-babanın mali durumları da gözetilerek takdiri gerekir.Somut olayda, müşterek çocuk küçük İlayda'nın lise son sınıfa gittiği okul ve dershane masraflarının bulunduğu anlaşılmaktadır. Tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre mahkemece dava tarihinden itibaren belirlenecek iştirak nafakasına karar verilmesi gerekirken (derdest boşanma davası var gibi kabul edilerek) ve hukuki nitelendirmede hata yapılmak suretiyle dava tarihinden hüküm kesinleşinceye kadar 250,00 TL tedbir; hükmün kesinleşmesi ile birlikte 350,00 TL iştirak nafakasına karar verilmesi doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.