Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3971 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 2683 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDava dilekçesinde suya vaki müdahalenin önlenmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R ITemyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davada, 16.04.1985 tarihinde tapuya tescil edilmek suretiyle satın alınan su kaynağına davalıların yaptığı kazı sonucu %50 azalmasına neden olmak suretiyle müdahalede bulunulduğu ileri sürülerek suya vaki haksız müdahalenin önlenilmesi istenilmiştir.Davalı, murislerinden kalan kuyu suyunu kullandıklarını ileri sürerek davanın reddini istemiştir.Mahkemece, yapılan keşif sonucu davalının yapmış olduğu “toplama kuyusunun” davacıya ait kuyunun alt kısmında yer aldığı suyun akış ve eğim yönü hesaba katıldığında etkilediği nedeniyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm, süresinde davalılar tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. Yeraltı suları genel sulardan olup, kadim ve öncelik hakkı nazara alınmak koşuluyla herkes faydalı ihtiyacı oranında yararlanabilir.Hükme esas alınan bilirkişi (Jeoloji Mühendisi) raporunda; davalılar tarafından yapılan yarmanın davacının kullandığı kaynağın debisini etkileyeceği ifade edilmiştir. Ancak, mahkemece, davalıya ait sonradan açılan kaptajın kapatılması halinde suyun eski hale dönüp dönmeyeceği hususu araştırılıp saptanmamıştır. Mahkemece yapılacak iş; bilirkişiden bu konuda inceleme ve araştırma yapmasını istemek, şayet suyun eski hale dönmesi mümkün değil ise davalının açmış olduğu yarmadan tarafların ihtiyaçları saptanmak suretiyle gerekirse tarafların sudan ortaklaşa yararlanabileceği bir su düzeneği ve su rejimi oluşturmak ve sonucuna göre hüküm kurmaktan ibaret olmalıdır. Yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.