Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 3955 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 19556 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ : NİZİP 1.ASLİYE HUKUK (TÜKETİCİ) MAHKEMESİTARİHİ : 11/12/2012NUMARASI : 2012/732-2012/1230 Taraflar arasında görülen istirdat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı, davalının mesken elektrik abonesi olduğunu, davalı tarafından kaçak elektrik tespit tutanakları düzenlenerek kaçak ve kaçak ek tahakkuk bedelleri tahakkuk ve tahsil edildiğini, kaçak elektrik kullanmadığını öne sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalı kuruma haksız olarak ödediği 200,00 TL'nin davalı kurumdan istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiş, daha sonra ıslah ile toplam talebini 2.237,91 TL'ye yükseltmiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece,benimsenen bilirkişi raporuna göre davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanuna dayanılarak hazırlanan ve 25 Eylül 2002 günlü Resmi Gazetede yayınlanarak 01.03.2003 tarihinde yürürlüğe giren Elektrik Tarifeleri Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13.maddesi hükmünde, gerçek veya tüzel kişiler tarafından, sayaca müdahale edilerek mevzuata aykırı bir şekilde tüketilmesi, kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edilmiş, 15.madde hükmünde de, kaçak ve usulsüz elektrik enerjisi kullanımına ilişkin tespit, süre, tüketim miktarı hesaplama, tahakkuk, ödeme yöntemleri ile diğer usul ve esasların dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından belirlenerek Kuruma sunulacağı ve kurul onayı ile uygulamaya konulacağı, bu yöntemlerde Kurul onayı olmaksızın değişiklik yapılamayacağı, geçici 3.madde hükmünde de bu yönetmeliğin yayımı tarihinden sonra 15.madde kapsamındaki kaçak ve usulsüz elektrik enerjisi kullanımına ilişkin tespit, süre ve tüketim miktarı hesaplama ve tahakkuk yöntemlerine ilişkin usul ve esasların TEDAŞ ve bağlı ortaklıkları ile piyasada mevcut sözleşmeleri kapsamında faaliyet göstermekte olan diğer tüzel kişiler tarafından Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliğinin geçici 2.maddesi uyarınca düzenlenecek tarife önerileri ile birlikte Kuruma sunulacağı açıklanmıştır. Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları düzenlemek üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından 21.03.2003 gün 122 sayılı kararı alınmıştır. Aynı kurulun 29/12/2005 tarihli toplantısında ise; 1 Ocak 2006 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından uygulanacak “Kaçak ve Usulsüz Elektrik Enerjisi Kullanılması Durumunda Yapılacak İşlemlere İlişkin Usul ve Esaslar” hakkında 622 sayılı karar alınmıştır. Somut olaya gelince, davalı kurum görevlilerinin 26.04.2008 ve 09.02.2009 tarihlerinde davacının kaçak elektrik kullanıldığını belirlemeleri üzerine kaçak elektrik tutanakları düzenledikleri, bilirkişi tarafından kaçak elektrik tüketimi hesabının Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından yayımlanan 21.03.2003 gün 122 sayılı kararı esas alınarak yapıldığı, mahkemece de benimsenen bilirkişi raporuna göre hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır. Davacının sorumlu tutulabileceği kaçak elektrik bedelinin Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından yayımlanan 29.12.2005 günlü 622 sayılı kararı esas alınarak ve yukarıda açıklanan yönetmelik hükümlerine göre ayrı ayrı hesaplanması gerektiği kuşkusuzdur. Bilirkişi raporu bu yönü ile yönetmeliğe uygun değildir. Yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek hüküm verilemez. Hal böyle olunca, öncelikle dosyanın yeniden başka bir bilirkişiye verilmesi, bilirkişiden davalı kurumun davacı taraftan isteyebileceği kaçak elektrik bedelinin Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından yayımlanan 29.12.2005 günlü 622 sayılı kararı ile Elektrik Tarifeleri Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği hükümlerine göre yeniden hesaplanması için rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 13.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.