MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 18. SULH HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 24/10/2013NUMARASI : 2011/260-2013/898Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı taraf dava dilekçesinde özetle; Davacının davalıya ait 34 FS 3639 plaka sayılı aracın uğramış olduğu kaza sonucunda meydana gelen maddi hasarının yedek parçalarını almak suretiyle tamirini gerçekleştirdiğini, tamiri ve bakımı müvekkili tarafından yapılan aracın davalıya teslim edildiğini, yapılan tamir bedelinin 5.637,19 TL olduğunu, davalı aracına takılan parçaların bedellerinin ne olduğunun faturada sabit olduğunu, müvekkilinin fatura bedelini davalıdan talep ettiğini, ancak davalının bu bedeli ödemediğini, bunun üzerine davalı aleyhine Kadıköy 8.İcra Müdürlüğünün 2010/25777 sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının haksız itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve % 40 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.Davalı taraf cevap dilekçesinde; maliki olduğu 34 FS 3639 plaka sayılı aracı ile Kozyatağı Mevkiinde kaza yaptığında davacının sigortacısı .. Sigorta ile anlaşmalı olduğunu belirterek aracını servise çektiğini ve aracı kendilerine teslim ettiğini, daha sonra eksperin gelerek incelemesini yaptığını ve tamirin başladığını bildirdiklerini, aracını geri almasına yakın bir zamanda yeniden arayarak .. Sigorta ile anlaşmalı olmadıklarını, işlemlerini yapabilmek ve tamir bedelini alabilmek için vekalet vermesini istediklerini, verilen bu vekalet üzerine aracın teslim edildiğini, davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, araca takılan parçaların yan sanayi olduğunu, araca yapılan tamir ve onarımın güvenirliliğinin bulunmadığını aracın kaskolu olmasına rağmen aracı orjinalliğe uygun tamir etmemesi nedeniyle yapılan onarımı kabul etmediğini, sigortacısına araçta muadil parça kullanımı nedeniyle ihbarda bulunduğunu, bu nedenle var olduğu iddia edilen talebin geçerli olmadığını belirterek açılan davanın reddini istemiştir.Mahkeme tarafından, kısa kararda “Davacı vekilinin açmış olduğu davanın husumet nedeniyle reddine” hükmedilmiş, gerekçeli kararda ise “Davacı vekilinin açmış olduğu davanın husumet nedeniyle reddine, davacının Kadıköy 8.İcra Müdürlüğünün 2010/25777 sayılı dosyası nedeniyle başlatılan takibin iptaline” denilmek suretiyle çelişki oluşturulmuştur.Kısa karar ile gerekçeli kararın hüküm fıkraları arasında çelişki bulunmaktadır.10.4.1992 gün 7/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca kısa karar ile gerekçeli kararın çelişik bulunması hali bozma nedeni oluşturmaktadır.Bu nedenle diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve şimdilik diğer yönlerin incelenmesine mahal olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine 11.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.