MAHKEMESİ : GÖLCÜK AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 08/07/2014NUMARASI : 2014/193-2014/189Taraflar arasındaki iştirak nafakasının artırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalının Gölcük 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nin 2009/348 Esas ve 2009/339 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, çocuk Hatice Kübra'nın velayetinin müvekkiline verildiğini ve çocuk için 600,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, ancak günün ekonomik koşulları karşısında hükmedilen nafakasının yetersiz kaldığını ileri sürerek, çocuk için belirlenen iştirak nafakasının 1.600,00 TL'ye yükseltilerek davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde; İzaydaş'ta çalıştığını, davacıdan boşandıktan sonra yeni bir evlilik yaptığını ve bir çocuğunun daha dünyaya geldiğini, yıllık ortalama dikkate alındığında aylık gelirinin 3.500,00 TL ile 4.000,00 TL arasında değiştiğini, anne ve babasının da bakımını üstlendiğini, aylık 400,00 TL kira ödediğini, istenen miktarın fahiş olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkeme tarafından, kısa kararda “Davanın kısmen kabulü ile, müşterek çocuk Erva lehine hükmedilen 600 TL iştirak nafakasının 1.000 TL'ye çıkarılmasına” hükmedilmiş, gerekçeli kararda ise “Davanın kısmen kabulü ile Gölcük 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nin 2009/348 Esas ve 2009/339 Karar sayılı ilamı ile çocuk Hatice Kübra Kıldıze için hükmedilen 600,00 TL iştirak nafakasının takdiren 400,00 TL artırılarak 1.000,00 TL’ye yükseltilmesi suretiyle nafaka bedel farklarının dava tarihinden geçerli olmak üzere her ay davalıdan alınarak velayeten davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,” denilmek suretiyle çelişki oluşturulmuştur.Kısa karar ile gerekçeli kararın hüküm fıkraları arasında çelişki bulunmaktadır.10.4.1992 gün 7/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca kısa karar ile gerekçeli kararın çelişik bulunması hali bozma nedeni oluşturmaktadır.Bu nedenle diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.