MAHKEMESİ : ANKARA 6.TÜKETİCİ MAHKEMESİTARİHİ : 13/06/2013NUMARASI : 2011/562-2013/1992 Taraflar arasında görülen menfi tespit davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesi ile; Müvekkilinin Ankara ili, Etimesgut ilçesi, Bağlıca Mah. K... Cad. İş T... Sitesi (... ada ... parsel) V Blok ... numaralı bağımsız bölüm halindeki mesken için, davalı idare nezdinde su akışının sağlanması amacı ile ferdi su abonesi olmak istediğini, bu aşamada davalı idare ASKİ görevlileri tarafından müvekkilinden kanal katılım payı ve şebeke hisse bedeli talep edildiğini iddia ederek; davalı idarece talep edilen kanal katılım payı ve şebeke hissesi bedelinden müvekkilinin sorumlu tutulmamasını, müvekkilinin ödemesi gereken bir kanal katılım bedeli var ise tespit edilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; kanal katılım ve şebeke tesis bedelinin, Belediye Gelirleri Kanununun 87 ve 88. maddeleri ile ASKİ Tarifeler Yönetmeliğinin 39. maddesi uyarınca idarece sunulan hizmet karşılığı ilk malikten ferdi abonelik sırasında alınan bedel olduğunu, müvekkili idarenin davacı tarafa ait bağımsız bölümün yer aldığı taşınmazın su şebekesi ve kanal hatlarını inşa ettiğini, bu nedenle ilk malik olan davacıdan davaya konu edilen altyapı hizmet bedellerinin yasa gereği talep edildiğini savunarak; davanın reddini dilemiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, davacının davalı kuruma kanal katılım ve şebeke hissesi bedeli olarak 271,90 TL'den sorumlu olduğunun, bunu aşan kısımdan (5.928,36 TL) sorumlu olmadığının tespitine, karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık, maliki bulunduğu bağımsız bölüme ilişkin ferdi su aboneliğinin tesisi nedeniyle, davacının; davalı idareye kanal katılım ve şebeke tesis bedeli ödemekle yükümlü olup olmadığı konusundadır. 01.07.1981 tarihinde yürürlüğe giren 2464 Sayılı Belediye Gelirleri Kanunu'nun Kanalizasyon Harcamalarına Katılma Payı başlığı altında 87.maddesi “Belediyelerce ve belediyelere bağlı müesseselerce, aşağıdaki şekilde kanalizasyon tesisi yapılması halinde, bunlardan faydalanan gayrimenkullerin sahiplerinden, kanalizasyon harcamalarına katılma payı alınır: a)Kanalizasyon tesisi yapılması, b)Mevcut tesislerin sıhhi ve fenni şartlara göre ıslah edilmesi iki ve daha fazla yol kenarında bulunan gayrimenkuller hangi yoldaki kanalizasyona bağlanmış ise, payın hesabında yola ait kanalizasyon giderleri nazara alınır.” düzenlemesi getirmiştir. Aynı yasanın 88.maddesi ile de su tesisleri için 87.maddeye paralel bir düzenleme öngörülmüştür. 2464 Sayılı Belediye Gelirleri Kanununa dayalı olarak çıkarılan ASKİ Tarifeler Yönetmeliğinin 39.maddesi ise “2464 Sayılı Belediye Gelirleri Kanunu'nun 87. ve 88.maddeleri gereği bir programa göre yapılacak yani; içme, kullanma, endüstri suyu ve kanalizasyon yatırımları ile mevcutların genişletilmesi (tevzi), iyileştirilmesi (ıslahı) amacıyla yapılan harcamalar ve istek üzerine A.. M..nce yapılacak işlerin toplam yatırım giderleri tesislerin hizmet edeceği saha dahilindeki gayrimenkullerin sahiplerinden su ve kanalizasyon tesisleri harcamalarına katılma payı alınır. Su ve kanalizasyon şebekelerine katılma paylarının binasız arsanın vergi değeri payına isabet eden kısmı, inşaat ruhsatının alınması aşamasında avans olarak tahsil edilir. Bina tamamlandıktan sonra bağımsız bölümlere veya binanın tamamına tahsis aboneliği verilmesi sırasında arsa değeri üzerinden alınan avans düşülerek, yapı değerinin emlak vergi beyanı üzerinden ayrıca %2 oranından fazla olmamak üzere katılım payı tahsil edilir” düzenlemesini içermektedir. Yine 3194 sayılı İmar Kanununun “Yapı Kullanma İzni” başlıklı 30.maddesinin 3.fıkrasında “Bu maddeye göre verilen izin yapı sahibini kanuna, ruhsat ve eklerine riayetsizlikten doğacak mesuliyetten kurtarmayacağı gibi her türlü vergi, resim ve harç ödeme mükellefiyetinden de kurtarmaz.” hükmü yer almaktadır. Yukarıda belirtilen yasa ve tarifeler yönetmeliği hükümleri birlikte değerlendirildiğinde davalı idarece yasanın yürürlük tarihinden sonra yeni kanalizasyon ve içme suyu tesisleri yapılmış olması veya mevcutların iyileştirilmesinin yapılması halinde, tesislerin hizmet edeceği saha dâhilindeki gayrimenkul sahiplerinden yönetmelikte belirlenen ilkelere göre su ve kanalizasyon tesisleri katılım payı talebe hakkı vardır. Ancak bu katılım payı davalı tarafça hizmet götürülmesi koşuluna bağlı olarak alınır. Bu durumda hizmet götürüldüğünün davalı tarafça kanıtlanması halinde davacı katılım payının yüklenici veya kendisi tarafından ödendiğini kanıtlamakla yükümlüdür. Ayrıca İmar Kanunu'nun 30/3. maddesi uyarınca iskân ruhsatının alınmış olması davalı idarenin kanal katılım payı istemesine engel teşkil etmez. Mahkemece, ASKİ Tarifeler Yönetmeliği'nin 39. maddesinin iptalinden sonra ASKİ yönetim kurulunca kanal katılım ve şebeke hisse bedeli olarak alınan karar doğrultusunda dava tarihi itibariyle davacının kanal katılım ve şebeke hissesi bedelinden sorumlu tutulup tutulmadığı, tutuluyor ise tutarın belirlenmesi için bilirkişiden ek rapor alınmış, bilirkişi ek raporunda, davacının 04.07.2012 tarihli ASKİ Yönetim Kurulu kararı kapsamında olmadığı, şayet olsaydı kanal katılım ve şebeke hisse bedeli olarak toplam 271,90 TL'den sorumlu olacağı belirtilmiştir. ASKİ Tarifeler Yönetmeliğinin 39.maddesi dava ve abone tarihi itibari ile yürürlükte olup, iptale ilişkin mahkeme kararı dava tarihi itibari ile kesinleşmediğinden 04.07.2012 tarihli ASKİ Yönetim Kurulu kararınca yapılan hesaplama doğrultusunda karar verilmesi isabetli bulunmamıştır. Mahkemece, ASKİ Tarifeler Yönetmeliğinin 39.maddesinde öngürülen, formülde belirtilen birim değerler gözetilerek; alınacak bilirkişi raporundan sonra; oluşacak sonuç dairesinde bir hüküm verilmesi gerekmektedir. Eksik inceleme sonucu hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 13.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.