Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3915 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 2314 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİTaraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili; davalı ile müvekkilinin Alanya 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 04/04/2000 tarih 1999/161 E, 2000/252 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, mahkemenin aylık 70,00 TL yoksulluk nafakasına hükmettiğini, müvekkilinin 11 yıl içinde bazen iş bularak çalıştığını, bazen de ailesinin desteği ile hayatını idame ettirmeye çalıştığını, 20/06/2011 tarihine kadar davalının hiçbir ödeme yapmadığını, müvekkilinin uzun süre işsiz kalması ve borçlanması nedeniyle ilamı icraya koyduğunu ve davalıdan birikmiş nafaka borcuna karşılık taahhüt aldığını, davalının birikmiş nafaka borcunu taahhüt ettiği şekilde ödediğini ancak taahhüt ettiği tarihten sonraki nafakaları hala ödemediğini, müvekkilinin iş bulma imkanının yaş ve eğitim durumuna göre iyiden iyiye azaldığını, müvekkilinin annesi ve babası ile yaşadığını, babasına yük olmadan yaşamını idame ettirebilmesi için yoksulluk nafakasının aylık 300,00 TL'ye çıkartılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı vekili; müvekkilinin davacı ile boşandıktan bir yıl sonra ikinci kez evlendiğini, bu evliliğinden iki çocuğu olduğunu, asgari ücretle çalıştığını, malvarlığının olmadığını, ailesinin desteği ile geçimini sağladığını, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile yoksulluk nafakasının aylık 200,00.-TL.ye çıkartılmasına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.TMK’nun 175.maddesinde “Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer tarafın mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir.” 176/4.maddesinde de “tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir” denilmektedir.Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre, nafakanın artırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir.Dosya kapsamından; tarafların Alanya 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 04/04/2000 tarih ve 1999/161 Esas 2000/252 Karar sayılı ilamı ile boşandıkları, davacı lehine 05/06/2000 tarihinden geçerli olmak üzere aylık 70,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, iş bu davanın ise 18/01/2012 tarihinde açıldığı, davacının 2004 tarihinden beri bir şirkette sigortalı çalışırken dava tarihinden iki ay kadar önce işten ayrıldığı, bu nedenle 20.6.2011 tarihine kadar hükmedilen nafakaları da tahsil etmediği halde, bu tarihte birikmiş nafakaların tahsili için takip başlattığı, halen ödenmemiş nafaka alacağı bulunduğu, ailesi ile birlikte kaldığı, bakmakla yükümlü olduğu kimse bulunmadığı, anlaşılmaktadır. Davalının ise asgari ücretle çalıştığı, kira ödediği, bakmakla yükümlü eşi ve iki çocuğunun bulunduğu tespit edilmiştir.Hakim, nafaka takdirinde nafaka alacaklısı kadının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumu arasında bir oranlama yaparak, önceki nafaka takdirinde taraflar arasında sağlanan dengeyi koruyacak bir karar vermelidir.Yukarıda özetlendiği üzere tarafların ekonomik ve sosyal durumu nafakanın belirlendiği tarihe göre davalı aleyhine değişmiştir. Davacının sürekli ve sigortalı işi varken yoksulluğu sona ermiş ise de, dava tarihi itibarıyla işten ayrıldığı anlaşılmaktadır. Ancak sigortalı işinden kendi isteği ile ayrılarak nafakanın artırılmasını istemiş ise TMK.nun 2.maddesinde yazılı iyiniyet kuralından yararlanamayacağından hukuki koruma isteyemeyeceğinin araştırılması doğru değildir.. Ayrıca nafakaya ilişkin takip dosyası da incelenerek davacının geliri ve davalının ödeme yükümlülüğüne göre ödeme gücünün değerlendirilmesi gerekirken Mahkemece bu hususlar araştırılmadan talebin kısmen kabulü usul ve yasaya uygun görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HMK.nun geçici 3.maddesi uyarınca HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 07.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.