MAHKEMESİ : ÖDEMİŞ 2. ASLİYE HUKUK(TİCARET) MAHKEMESİTARİHİ : 06/09/2013NUMARASI : 2009/470-2013/414Taraflar arasında görülen tazminat-alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dilekçesinde; davalı ile müvekkili arasında 2002 yılı başında dış mekan süs bitkileri yetiştiriciliği ve pazarlaması konusunda adi ortaklık kurulduğunu, buna göre yetiştirilecek ve pazarlanacak bitkilerin tüm bakım işçiliğinin davacıya, masrafların davalıya ait olacağını ve gelirin yarı yarıya paylaşılacağını, 2007 yılına dek bu faaliyete devam ettiklerini, 2007 yılı Nisan ayında ortaklıktan ayrıldıklarını, ancak davalının ortaklıktan elde ettiği %50 hisseye düşen payına ilişkin para ve malları vermediğini, yaptırdığı delil tespitine ilişkin dosyada ortaklık konusu muhtelif cinste bitkilerin 498.537 TL değerde olduğunun belirlendiğini açıklayarak, adi ortaklık sözleşmesinin feshi ile adi ortaklıktaki %50 hissesi için şimdilik 22.000 TL(ıslah ile 125.803 TL)'nin davalıdan tahsilini talep etmiştir.Davalı vekili cevabında; davacının 33 ay önce davacı yanından ayrıldığını, aralarında ortaklık bulunmadığını, davacının sadece kendisine ait çiçekleri koyacak yeri olmadığı için müvekkiline ait yere getirip satış yaptığını ve müvekkilinin sondaj işi ile ilgilendiğini ve çiçek işini takip etmek için davalının yanında çalıştığını, tespite konu bitkilerin tümünün davalıya ait olduğunu belirterek, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, adi ortaklığın ispatlanamadığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü için adi ortaklığı ilişkin hükümlerin uygulanamayacağı, her ne kadar adi ortaklık olarak ifade edilmiş olsa da taraflar arasındaki ilişkinin Ege Bölgesinde yaygın uygulanan "tarımsal ortakçılık" niteliğinde kabul edilmesi gerektiği ve bölgede bu tür faaliyetler için geçerli olan örf ve adet kurallarının uygulanmasının isabetli olacağı, dosyadaki belgeler ve tanık beyanları birlikte değerlendirilerek, ürün paylaşımının yarı yarıya yapılması gerektiği, üretim masraflarına da bu şekilde katılınmasının uygun olduğu gerekçe gösterilerek, davanın kısmen kabulü ile 49.833 TL alacağın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle tahsiline hükmedilmiştir.Hükmü, taraf vekilleri temyiz etmektedir. Somut olayda; davacı, taraflar arasında bir adi ortaklık bulunduğunu iddia ederek, sözleşmenin feshi ve %50 hissesini talep etmiş, davalı adi ortaklık ilişkisini reddetmiştir. Mahkemece, taraflar arasında adi ortaklık bulunduğunun ispat edilemediği, aralarında tarımsal ortakçılık (yarıcılık) ilişkisi bulunduğu, yöresel adete göre de bu durumda ürünün yarı yarıya paylaşılacağı kabul edilerek, hüküm kurulmuştur.Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamalarına göre; tarımsal ortakçılık(yarıcılık) da adi ortaklık olarak kabul edilmekte olup; adi ortaklık sözleşmesi geçerlilik bakımından herhangibir şekle tabi olmayıp, inkarı halinde bu ortaklığın var olduğunu ileri süren kişinin bu ortaklığın uygulanması gerekli HUMK'nun 288.maddesi gereğince ispatı gerekir.Somut olayda; davacı, davalı ile adi ortaklık kurduğuna ilişkin iddiasını usulüne uygun yasal deliller kanıtlayamamıştır. Bilirkişilerce; davacının, davalının yanında birtakım tarımsal faliyetlerde bulunduğu, tarafların da buna yönelik beyanı olduğu belirtilmek suretiyle, aralarında "tarımsal ortakçılık mevcut olduğu yönündeki görüş, mahkemece de benimsenerek hüküm kurulmuş ise de, buna yönelik olarak usulüne uygun yasal delillerle kanıtlanamayan davanın, davacı "yemin" deliline de dayanmış olduğundan iddiasını ispat zımnında, davalıya yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu yön gözetilmeden, taraflar arasında "tarımsal ortakçılık bulunduğu" kabul edilmek suretiyle hüküm tesisi doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 13.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.