MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİDavada davacının dava konusu taşınmazdan tahliyesine ilişkin idarenin haksız tasarrufunun kaldırılması talep edilmiştir. Mahkemece davanın idari yargıda görülmesi gerektiği tespit edilerek, görevsizlik kararı verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı dava dilekçesinde; Yeşilhisar İlçesi,... Köyü, ... Mevkiinde bulunan kuru dere vasıflı kamuya ait taşınmazda 1972 yılından beri zilyet olduğunu, söz konusu yerin tapusunun iptali ile adına tescili için açtığı davanın reddedildiğini, taşınmazdan Hazine tarafından men ettirildiğini, taşınmaz üzerinde muhdesat niteliğinde meyve ağaçlarının olduğunu, bu yeri ecrimisil bedeli ödeyerek kullanmak istediğini, idarenin haksız tasarrufunun kaldırılmasını talep etmiştir. Mahkemece, davanın idari yargı yerinde görülmesi gerektiğinden bahisle mahkemenin görevsizliğine, yargılamanın idari yargı ile görülmesi gerektiğinin tespitine karar verilmiş hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.Dava tarihi itibari ile yürülükte bulunan 1086 sayılı HUMK.nun 8/II-1 maddesinde, davanın değerine bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu dava ve işler sayılmıştır. Mamelek Hukukundan doğan davalar dışındaki davalarda Asliye Hukuk Mahkemesinin görevi asıl, Sulh Hukuk Mahkemesinin görevi ise istisna niteliğindedir. Bu nedenle özel bir kanun hükmü ile açıkça Sulh Hukuk Mahkemesinde görüleceği düzenlenmeyen ve konusu para ile ölçülemeyen bütün dava ve işler Asliye Hukuk Mahkemesinde görülür. Sulh Hukuk Mahkemesinin kanunla belirlenen görevi dışında kalan davalarda asıl görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olduğundan, Sulh Hukuk Mahkemesi’nin kendi görev alanına girmeyen davalarda yargı yolu uyuşmazlığı meydana getirecek biçimde görevsizlik kararı veremeyeceği dikkate alınmadan, uyuşmazlığın idari yargı yerinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, şimdilik diğer yönlerin incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 07.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.