Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3887 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 17706 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : BEYKOZ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 05/05/2014NUMARASI : 2013/241-2014/213Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen, 10.03.2015 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; temyiz eden davacı vekili Av. Adem Sağır geldi. Karşı taraf davalılar adına gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekili sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00'e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dilekçesinde müvekkilinin 16/06/2010 tarihli zilyetlik devir sözleşmesiyle davalının zilyetliğinde bulunan İstanbul ili, Beykoz ilçesi, İshaklı köyündeki araziyi 65.000.-TL bedelle satın alarak satış bedelin davalıya ödediğini, davalı R.. C.. kullanımında olan 1.830 m2 büyüklüğündeki arazinin zilyetliğini müvekkiline satmış ve bedelini de aldığını ancak zilyetliğin devir edilmediği gibi fiili kullanım hakkını müvekkiline vermediğini, satıştan sonra davalı Refik Cinel' in vefat ettiği ve sonrasında mirasçılarına bu yerin devrini talep etmiş ise de, devrin gerçekleşmediğini ileri sürerek, zilyetliği ve kullanımı hakkı verilmeyen arazinin satışı ile ilgili müvekkil tarafından ödenen 65.000.-TL' nin ödeme tarihi olan 16/06/2010 tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte dahil davalılardan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.Davacı, 16.06.2010 tarihli Zilyetlik Devir Sözleşmesiyle, R.. C..'in zilyetliğinde bulunan İshaklı Köyü'ndeki araziyi 65.000 TL bedelle satın aldığını, ancak davalının 18.30 m2 büyüklüğündeki arazinin zilyetliğini devir etmediği gibi, fiili kullanım hakkını da vermediğini, Refik Cinel'in vefat ettiğini, mirasçılarında zilyetlik şatışı yapılan yerin fiili kullanımını ve devrini vermediklerini, dava konusu yerin başkasının zilyetliğinde olduğunu ileri sürerek, zilyetliği ve kullanım hakkı verilmeyen arazinin şatışı nedeniyle ödediği 65.000 TL'nin ödeme tarihi 16.06.2010 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte dahili davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalılar, dava konusu yeri kullanmadıklarını, davacının da kullanmadığını, satış bedelini de babalarının alıp almadığını bilmediklerini, açılan davayı kabul etmediklerini bildirmişlerdir.Mahkemece; davacının bu yerin kullanım hakkının zilyetliğini devraldığı 2/B konusu yerin davacının kullanmasına davalılar tarafından engel olunmadığı; 2/B parseli olarak kadastro sırasında tespit görmemesi nedeniyle ödemiş olduğu parayı isteyemeyeceği, bu duruma katlanarak riski alarak yerin zilyetliğini devraldığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.Davalıların murisi ile davacı arasında düzenlenen 16.06.2010 tarihli Zilyetlik Devir Sözleşmesi ile, İstanbul ili, Beykoz ilçesi, İsaklı Köyü, Değirmendere mevkiinde bulunan 1800 m2 R.. C..'in zilyetliğinde bulunan arsanın kullanım hakkını davacıya devir ettiği uyuşmazlık konusu değildir. Mahkemece yapılan keşif sonucu Orman Yüksek Mühendisi A..A.. tarafından düzenlenen 07.02.2014 tarihli raporda, dava konusu arazinin 1940 yılında 3116 sayılı Orman Kanunu'na göre yapılan ilk orman tahdit uygulaması ile .. Devlet Ormanı sınırları içinde tahdit uygulaması yapıldığı, .. Köyü'nde; 6831 sayılı Orman Kanunu, 2896 sayılı kanunla değişik 2/B maddesi uyguması 43 no'lu Orman Kadastro Komisyonu tarafından 1985 yılında başlayıp ilan edilerek kesinleştiği, uygulama ile dava konusu taşınmazın içinde bulunduğu alanın IX no'lu 2/B parseli olarak numaralanarak hazine adına orman sınırları dışına çıkarılmış olduğu açıklanmıştır.Somut uyuşmazlıkta, satış sözleşmesine konu taşınmazın zilyetliğinin davacıda olmadığı tarafların da kabulündedir. Dava konusu taşınmazın zilyetliği davacı da olmadığına göre, davacının ödediği satış bedelini sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre (TBK 77 md.) davalılardan isteyebileceğinin kabulü gerekir. Öyle ise, mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, aksi yazılı düşüncelerle davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davacı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 1.100 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.032015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.