Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3870 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 2001 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ Dava dilekçesinde 2.400 TL tazminatın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R ITemyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının aracının motorundaki arızanın giderilmesi için davalı servise tamir ettirdiğini, tamirin ayıplı yapıldığını, aracını kullanamadığını belirterek 2400 TL zarar bedelinin davalıdan tahsilini talep etmiştir.Mahkemece, davanın ispatlanamadığı gerekçesiyle reddi cihetine gidilmiştir.4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/e maddesinde tüketici “Bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişi” olarak tanımlanmıştır. Bu tanımlamaya göre yasa, “hazır bir malı veya hizmeti” satın alarak onu günlük yaşamında kullanan veya tüketen kişiyi korumaktadır. Başka bir deyişle yasada dar kapsamlı mal ve hizmet ilişkileri, olağan tüketim işleri kapsama alınmıştır.818 sayılı BK.nun 355.maddesinde (6098 sayılı TBK.nun 470.maddesi) gereğince, eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği s??zleşmedir. Eser sözleşmesinin bu tanımı ile satım sözleşmesinden ayıran en önemli yanı, satımda sözleşme anında satın alınan şey mevcut ve kullanılabilir iken, eser sözleşmesinde sözleşme anında eser ortada olmayıp, sözleşmeden sonra imali söz konusudur. İstenilen vasıfta imalatın gerçekleştirilmesini gerektirmektedir.Davada, davacının aracının motorundaki arızanın giderilmesi talep edilmektedir.Bu durumda, eser sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıkların çözümünde 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun uygulanması hukuken olanaklı değildir. Yargıtay H....nun 26.02.2003 tarih ve 2003/15-127 E.-2003/102 K.sayılı kararında da bu husus belirtilmiştir.Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde genel mahkemelerin görevli olması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, Tüketici Mahkemesi sıfatıyla davanın esası hakkında hüküm kurulması doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 07.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.