Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3868 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 2269 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava dilekçesinde 100 TL bedelin indirimi 5000 TL manevi tazminatın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davacı vekili davasında; davacının oğlunun sünnet töreninin davalıya ait tesislerde yapılması için sözleşme yapıldığını, fotoğraf, video çekimi, yemek, müzik vs. için davalı ile 6.000 TL bedel üzerinde anlaşıldığını, sünnet töreninin gerçekleştirildiğini, ancak sünnet töreninde yapılan video çekiminde sünnet töreninin bir iki dakikalık kısmında ses kaydının bulunduğu, kalan kısmında ise ses kaydının bulunmadığının anlaşıldığı, davalının bu şekilde edimini ayıplı ifa etmesi nedeniyle davacının ve ailesinin hayatında bir kere yaşayabilecekleri mutlu bir anı hatıra olarak saklama imkanından yoksun kalmaları nedeniyle duydukları üzüntünün bir nebze hafifletilmesi amacıyla 5.000 TL manevi tazminat ile ayıplı ifa nedeniyle 100 TL, ıslah ile 600 TL bedel indirimi talebinde bulunmuştur. Davalı vekili cevabında; davacının süresinde ayıp ihbarında bulunmaması nedeniyle davanın esastan reddi ile husumet ve görev itirazında bulunmuştur.Mahkemece, davanın ve ıslah talebinin kabulü ile 600 TL bedel indirimi ile 5.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının sair temyiz itirazları yerinde değildir.Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse, manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir. Hakim, manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek, takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde objektif olarak göstermelidir. Çünkü, kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hüküm vereceği Türk Medeni Kanunu’nun 4.maddesinde belirtilmiştir. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir.O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Davaya konu olan olayda; olayın oluş biçimi, kusur durumu, olayın özellikleri, ekonomik olgular ve yukarıdaki ilkeler gözetildiğinde, mahkemece takdir olunan manevi tazminat miktarı fazla olup, TMK.nun 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 07.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.