Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3821 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 19543 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : KIZILTEPE 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 03/04/2013NUMARASI : 2012/270-2013/411 Taraflar arasında görülen menfi tespit davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dilekçesi ile; müvekkilinin 3770 no.lu tarımsal sulama abonesi olduğunu, kullanılan elektriğe ilişkin tahakkuk ettirilen 20.12.2011 tarihli faturanın bir kısmının gerçeği yansıtmadığını iddia ederek, 6.057,36 TL olan faturanın 3.857,36 TL'lik kısmına olan itirazın kabul edilerek, 2.200 TL olarak tashihini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davaya konu faturanın 09.09.2011 tarih ve 7893 no.lu tutanağa istinaden tahakkuk ettirildiğini, bu tutanağa göre, sayacın R,S,T fazlarına ait akım trafo bağlantılarının çapraz olduğundan sayacın %67 oranında eksik değer kaydettiğini, bu nedenle davacıya 16.750 Kw ek tahakkuk yapıldığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece; bilirkişi raporu yerinde görülerek davanın kabulü ile, davacının 2011/12 döneme ait 05/01/2012 tarihli döneme ait fatura bedeli olan 3609,00 TL borçlu olmadığının tespitine, 2011/12. döneme ait 05/01/2012 tarihli fatura bedelinin 2448,44 TL olarak tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Hükme esas alınan 03.12.2013 havale tarihli bilirkişi raporuna bakıldığında sonuç kısmında; Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği'nin 7.maddesine göre DEDAŞ görevlerinin mühürleme işleminin yapmadan evvel müşterinin ölçü cihazları ve devrelerinin uygunluğunu kontrol etmeleri gerektiği, bu bakımdan olayda yönetmeliğe aykırı işlem yapıldığı, bu hususlar göz önüne alınarak sayaç fazlarının yanlış bağlanmasından dolayı aboneye ek tahakkuk yapılamayacağı kanaatine varıldığının belirtildiği görülmektedir. Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği'nin ''sayacın doğru tüketim kaydetmemesi başlığını taşıyan" 20.maddesine göre; ''Sayacın, müşterinin kusuru dışında herhangi bir nedenle doğru tüketim kaydetmediğinin tespit edilmesi halinde, a) Sayacın eksik veya fazla tüketim kaydettiği miktarın elektrik sayaçları tamir ve ayar istasyonlarında teknik olarak tespit edilmesi durumunda söz konusu tespit dikkate alınarak, b) (a) bendinde düzenlenen tespitin bulunmadığı durumlarda; varsa müşterinin aynı döneme ait sağlıklı olarak ölçülmüş geçmiş dönem tüketimleri dikkate alınarak, yoksa sayaç doğru çalışır duruma getirildikten sonra müşterinin ödeme bildirimine esas ilk iki tüketim dönemine ait tüketimlerinin ortalaması dikkate alınarak, hesaplama yapılır ve fark tahakkuk ettirilir. Tahakkuka esas süre; doğru bulgu ve belgenin bulunması halinde 12 ayı, bulunmaması halinde ise 90 günü aşamaz. Tüketimdeki farklar, ilgili dönem birim fiyatlarıyla ve gecikme zammı olmaksızın, perakende satış lisansı sahibi tüzel kişi tarafından müşteriye tahakkuk ettirilir. Müşterinin talep etmesi durumunda söz konusu miktar tahakkuk süresi kadar eşit taksitler halinde ödenir. Yukarıda yapılan hesaplamalar sonucunda bulunan fark müşteri lehine ise, 23 üncü maddenin dördüncü fıkrası hükümlerine göre iade veya mahsup işlemi yapılır. İkili anlaşmalar kapsamında elektrik enerjisi tüketen bir müşterinin sayacının doğru tüketim kaydetmemesi durumunda dağıtım lisansı sahibi tüzel kişi tarafından bu madde kapsamında geçmiş dönem fark tüketimleri hesaplanarak TEİAŞ'a bildirilir.'' hükmü yeralmaktadır. Somut olayda, 09.09.2011 tarihli tutanak ve bilirkişi raporuna göre sayacın R,S,T fazlarının çapraz bağlandığı nu nedenle, abonenin kusuru dışında bir sebeple sayacın doğru tüketim kaydetmediği konusunda ihtilaf yoktur. Bu durumda davacının sayacın eksik kaydetmesinden sorumlu olacağının kabulü gerekir. O halde mahkemece; dosya yeniden konusunda uzman, 3 kişilik bilirkişi kuruluna tevdii edilerek, yukarıda belirtilen hüküm çerçevesinde davacı abonenin sorumlu olduğu bedelin tespiti hususunda yeniden rapor alınması sağlanmalı, varılacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.