Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3815 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 10557 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : KÜÇÜKÇEKMECE 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 17/04/2013NUMARASI : 2010/497-2013/142Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından duruşma istemli olarak temyiz edilmiş ise de, HUMK.'nun 438.maddesindeki koşullar oluşmadığından duruşma talebinin reddine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dava dilekçesine; davalının Bakır Ruh ve Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma hastanesinde görevli iken 21/05/2002 tarihinde Küçükçekmece Sağlık Grup Bakanlığı'na atandığını, davalının tam zamanlı olarak maaş ve döner sermaye ek ödemelerini aldığını, 18/05/1999-01/06/2009 tarihleri arasında Küçükçekmece Mehmet Akif Mahallesi, .. Caddesi , .. Sok, No:.. adresinde bulunan .. Sağlık Kabininde çalıştığının tespit edildiğini, bu durumda davalının yarı zamanlı olarak çalıştığı ve ödemelerin ona göre yapılması gerektiği halde tam zamanlı olarak davalıya ödeme yapıldığı ve davalının haksız kazanç sağladığının anlaşıldığı, davalının yarı zamanlı çalışmasına rağmen tam zamanlı çalışıyor görünerek toplam 14.493,16 TL haksız kazanç sağladığını,dilekçede belirtilen diğer nedenlerle ve yukarıda belirtilen nedenlerle fazlaya ilişkin talepleri saklı kalmak kaydıyla toplam 14.493,16 TL fazla ödemenin yapıldığı her ay itibariyle ayrı ayrı hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin de davalıya yüklenilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı, davanın reddini istemiştir.Mahkemece davanın kabulü ile, 14.493,10 TL'nin fazla ödemenin yapıldığı her ay itibariyle ayrı ayrı hesaplanarak faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak, BK'nun 101/2(TBK'nun 117/1) maddesi gereğince, muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarı ile mütemerrit olur. Zenginleşen kimseden, iade talep edilmeden önce temerrüde düşürülmüş sayılmasının yasal dayanağı bulunmamaktadır. Sebepsiz zenginleşmede gecikme faizinin işlemesi için borçlunun bir ihtar ya da dava açılmak suretiyle temerrüde düşürülmesi gerekir.Davada, davacı tarafından dava konusu alacağın talep edilmesi ile ilgili davadan önce davalıya 07.04.2010 tarihinde kamu zararının ödenmesi için tebligat yapıldığı, davalının davadan önce temerrüde düşürüldüğü anlaşılmaktadır.Bu durumda, faiz başlangıç tarihinin kamu zararının ödenmesine ilişkin tebligatın yapıldığı tarihten itibaren verilen 1 aylık süre içinde ödemediği anlaşıldığından faiz başlangıç tarihinin 1 aylık süre bittikten sonra 08.05.2010 tarihinden başlatılması gerekirken, mahkemece; fazla ödemenin yapıldığı her ay itibariyle ayrı ayrı hesaplanacak yasal faize karar verilmesi doğru görülmemiştir. Ne var ki, kanuna aykırı olan bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, bu yöne ilişen temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının 1.bendinde yer alan "fazla ödemenin yapıldığı her ay itibariyle ayrı ayrı hesaplanacak" ifadesi çıkartılarak yerine "kamu zararının ödenmesine ilişkin temerrüt tarihi olan 08.05.2010 tarihinden" ifadesinin yazılması suretiyle HUMK.nun 438/7.maddesi uyarınca hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10/03/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.