MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİDava dilekçesinde su kullanımına izin verilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davada, davacının yaşadığı köyün bir orman köyü olduğu, yaklaşık 50 yıldır orman içinde bulunan su kaynağından tüm ihtiyaçlarını karşılamakta iken davalı ... İşletmesinin suyu kullanmamasını söyledikleri iddia edilerek, davaya konu suyun kullanılması için izin verilmesi talep ve dava edilmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile; dava konusu yerin kesinleşmiş orman sınırları içerisinde yer aldığını, davalının ise Orman İdaresine başvurarak suyun kullanılması için izin ya da irtifak talebinin olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.Mahkemece; davacının orman arazisi içerisinde bulunan su kaynağının kullanımına izin için Orman İdaresine başvurmadığının anlaşılması üzerine davacı tarafa su kullanımına izin amacıyla gerekli müracaatı yapmak üzere süre verildiği, davacı tarafından gerekli başvurunun yapılmaması nedeniyle davacının iş bu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığı kanaatine varıldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1086 sayılı HUMK'nun 75.maddesine göre: ''Kanunun tayin eylediği istisnalardan başka hallerde hakim iki taraftan birinin söylemediği şeyi veya iddia sebeplerini re'sen nazarı dikkate alamaz ve onları hatırlatabilecek hallerde dahi bulunamaz. Ancak, müphem ve mütenakız gördüğü iddia veya sebepler hakkında izahat isteyebilir.Hakim davanın her safhasında iki tarafın iddiaları hududu dahilinde olmak üzere "kendilerini istima ve lazım olan delillerin ibraz ve ikamesini" emredebilir.'Somut olayda davacı vekili, dava dilekçesinde su kullanımına izin talebinde bulunmuşsa da bu talebin davalı tarafından suya vaki müdahalenin önlenmesi yönünde bir talep olup olmadığı anlaşılamamaktadır. O halde mahkemece, HUMK' nun 75/2. maddesi (HMK 31.maddesi) uyarınca davacıya, talebini açıklattırıp, lazım gelen tüm delilleri toplayarak o yönde inceleme yapılarak, belirlenecek sonuca göre hüküm verilmesi gerekirken, davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı kanaatine varılarak, davanın reddi doğru görülmemiştirBu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 06.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.