Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3750 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 2068 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİTaraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların 24.05.2003 tarihinde evlenip bu evlilik birliğinden 2005 doğumlu bir tane müşterek çocuklarının bulunduğunu, davalının kusurundan kaynaklanan sebeplerden dolayı 26.03.2012 tarihinden itibaren tarafların ayrı yaşamaya başladıklarını, davalı kocanın evlilik birliği gereklerini yerine getirmediğini ileri sürerek davacı kadın ve müşterek çocuk için tedbir nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.Mahkemece, davacı kadının ayrı yaşamaya hak kazandığı anlaşılmakla davacı için aylık 200 TL tedbir nafakasının davalıdan tahsiline ancak engelli olan müşterek çocuk için devletten 650 TL bakım parası alındığı, devlet tarafından ödenen bakım ücretinin çocuğun ihtiyaçlarını karşılamakta yeterli olması nedeniyle müşterek çocuk için nafaka isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandışı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, aşağıda yer alan temyiz itirazı dışındaki sair temyiz itirazları yerinde değildir.TMK’ nun 195. maddesi uyarınca, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde eşler ayrı ayrı veya birlikte hâkimin müdahalesini isteyebilirler. Hâkim, gerektiği takdirde eşlerden birinin istemi üzerine Kanunda öngörülen önlemleri alır. Aynı yasanın 197. maddesine göre de; eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir. Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır. Tedbir nafakasında eslerin birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katkıda bulunmaları gerekir (TMK Md. 186/son). Davacı eşin ekonomik durumunun davalı (kocadan)daha iyi olması davalı (kocayı) tedbir nafakası yükümlülüğünden kurtarmaz. Ancak, hükmedilecek nafakanın miktarını tayinde bu husus dikkate alınmak zorundadır. Böylece "hakkaniyet" ilkesine uygun bir nafaka tespit edilebilir (TMK. Md. 4).Ayrıca, TMK'nun 327/1 maddesine göre, çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından sağlanır.Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder (TMK.md.328/1).Küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir (TMK.md.329/1).Dosya içeriğine göre, davalı kocanın müşterek konutu terk etmesi nedeniyle davacının ayrı yaşamada haklı olduğu, davacı yanında kalan 2005 doğumlu müşterek ??ocuğun % 90 özürlü olması nedeniyle davacı tarafa 650 TL bakım parası ödendiği ve müşterek çocuğun özürlü olması nedeniyle devlet tarafından ödenen bakım parası nedeniyle mahkemece müşterek çocuk için nafakaya hükmedilmediği anlaşılmaktadır. Ancak, her ne kadar müşterek çocuk için devlet tarafından bakım ücreti yardımı yapılıyor ise de, bu durum davalı babanın bakım ve gözetim yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz. Açıklanan bu duruma göre, davacı ve çocuğun giderleri ile davalının geliri arasındaki denge sağlanarak, evlilik birliği devam ederken müşterek çocuk için hükmedilecek nafakanın tedbir nafakası niteliğinde olduğu gözetilip müşterek çocuk lehine "hakkaniyet" ölçüsünde bir miktar tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, delillerin yanılgılı değerlendirilmesi sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 06.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.