Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 374 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 14542 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : BURSA 7. AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 15/05/2014NUMARASI : 2013/292-2014/373Taraflar arasında görülen yoksulluk ve iştirak nafakasının artırılması ve kaldırılması davasının yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı (k.davacı) vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı, dava dilekçesi ile; davalı ile Bursa 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2001/1002 Esas-2002/555 Karar sayılı kararı ile boşandıklarını, boşanmayla birlikte müşterek çocuk yararına aylık 40 TL iştirak ve kendi yararına aynı şekilde 40 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini; müşterek çocuğun bedensel özürlü olduğunu, bakım ve tedaviye ihtiyacının olduğunu, verilen nafakanın günün ekonomik koşullarına göre yetmediğini; kendisinin, hastanede çalıştığını, asgari ücret aldığını; davalının ise, otomobil sektöründe çalıştığını, tüm bu nedenlerle kendisi için hükmedilen nafakanın artırılarak 250 TL'ye, çocuk için verilen nafakanın da artırılarak 500 TL'ye yükseltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, karşı dava dilekçesinde; yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, davacının kendisi için talep ettiği nafaka artırım talebinin reddine; müşterek çocuk yararına ise, mevcut nafakanın 60 TL artırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece; davacı kadın için, nafakanın artırılması ve kaldırılmasına yönelik taleplerin reddine; müşterek çocuk H..G.. E..l için Bursa 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2001/1002 Esas, 2002/555 Karar sayılı ilamı ile aylık 40 TL olarak hükmedilen nafakanın dava tarihinden geçerli olmak üzere aylık 250 TL 'ye yükseltilmesine karar verilmiş, hüküm davalı (karşı davacı) vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.Dava; yoksulluk nafakası ile iştirak nafakasının artırılması, karşı dava ise; yoksulluk nafakasının kaldırılması, müşterek çocuk yararına ise mevcut nafakanın 60 TL artırılması talebine ilişkindir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı karşı davacının iştirak nafakası dışındaki sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak, TMK.nun 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır.Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Ne var ki, nafaka miktarının belirlenmesine esas alınması gereken giderlerinin makul sınırlar içinde kalmasına özen gösterilmesi ve velayet kendisine bırakılmayan tarafın ağır yükümlülüklere maruz bırakılmaması gerekmektedir.Mahkemece, nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi, sağlık durumu ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir.Dosya kapsamına göre; davalının (karşı davacının), işçi olarak çalıştığı, yaklaşık 900 TL gelirinin olduğu, yeniden evlendiği ve bir çocuğunun daha olduğu, 400 TL kira verdiği; davacı kadının ise, taşeron firmada asgari ücretle çalıştığı, ailesiyle birlikte kalırken, dava açıldıktan sonra müşterek çocukla birlikte kirada kalmaya başladıkları ve kiranın 350 TL olduğu, 1999 doğumlu müşterek çocuk Hatice Gamze'nin el bileğinde anomali ve konuşma bozukluğu bulunduğu anlaşılmaktadır.Yukarıda izah olunan nedenlerle; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, eğitim ve sağlık durumu, ihtiyaçları, ekonomik göstergelerdeki değişim ile, nafaka yükümlüsünün (davalı babanın) gelir durumu nazara alındığında; artırılan iştirak nafakası miktarı fazla olup, TMK.4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bulunmamıştır. Mahkemece, daha uygun bir nafaka takdiri için, kararın bozulması gerekmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.