Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3735 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 19515 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : KUMLUCA 1.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 26/04/2013NUMARASI : 2011/468-2013/257Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davacı vekili tarafından istenilmekle; taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz eden davacı vekili Av.S.. Ö.. geldi. Aleyhine temyiz olunan davalı vekili Av.E.. E.. geldi. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00'e bırakılması uygun görüldüğünden, belli gün ve saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R ITemyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin K.. O.. Başkanlığı görevi sırasında avans olarak aldığı parayı 46.061,83 TL olarak yatırması gerekirken sehven 67.388,00 TL olarak yatırdığı, fazla yatırılan 21.326,17 TL'nin tahsili için yapılan ilâmsız icra takibine vaki haksız itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, ceza mahkemesinde taraf olmadıkları için burada alınan raporun bağlayıcı olmadığı gibi bilirkişi raporlarında beyan edilen fazla yatırılan paraların hangi belgeler ile mahsup edildiğinin yasal kayıtlarda ve muhasebe kayıtlarında olmadığını, bu nedenle açılan davanın haksız olması sebebi ile davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 78/1 maddesine istinaden davacı alacaklı borçlanmadığı 21.326,17 TL'yi kendi isteği ile ödediği, ancak bu miktar yönünden kendini borçlu zannettiğini ispatlayamadığı gerekçesi ile tüm deliller göz önünde bulundurularak davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, süresinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, rızaen ödenen miktarın sonradan yersiz ödendiğinin anlaşılması nedeniyle iadesi isteminden ibarettir.Eski 818 sayılı Borçlar Kanunu 62.maddesi (yeni 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu md. 78) “Borçlu olmadığı şeyi ihtiyariyle veren kimse hataen kendisini borçlu zannederek verdiğini ispat etmedikçe onu istirdat edemez. Mürüru zamana uğramış olan bir borcu eda, yahut ahlaki bir vazifeyi ifa için verilen şey geri alınamaz.” hükmünü içermektedir.Bu haliyle davacı dava konusu edilen parayı zorunlu kılınarak veya kendisini borçlu zannederek verdiğini iddia ettiğine göre, davanın hukuki dayanağı sebepsiz zenginleşmedir. Davacı, yapılan ödemenin hataen yapıldığını ileri sürmektedir. Açıklanan niteliği itibariyle dava davalıya haksız yere ödenen bedelin iadesi, yani sebepsiz zenginleşmeye dayalı olduğu anlaşılmaktadır. 6098 sayılı yasanın 78. maddesi (BK’nun m. 62) gereğince ihtiyarıyla borçlu olmadığı şeyi ödeyen kimse hataen kendini borçlu zannederek verdiğini geri isteyebilir. Hal böyle olunca, mahkemece anılan yasa hükmü gereğince, taraf delilleri değerlendirilerek sonucuna göre, davacının hataen fazladan ödediği avans bedelinin istirdatını isteyebileceği gözetilerek varılacak uygun sonucu göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle davanın reddinde isabet görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davacı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 1.100 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.