Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 3729 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 3341 - Esas Yıl 2016
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasındaki yardım nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, dava dilekçesinde; tarafların baba-kız olduklarını, aynı evde yaşadıklarını, davalının taraflar arasında çıkan tartışma sonunda davacıyı ve annesini bıçakladığını, davacının hayati tehlike geçirecek şekilde yaralandığını; davalının bu eyleminden dolayı tutuklu olduğunu, davacının herhangi bir geliri olmadığını nafakaya ihtiyacı olduğunu ileri sürerek; 400 TL yardım nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, cevap dilekçesinde; müvekkilinin eşi ve çocuklarının müvekkili davalıya kötü davrandıklarını, kendi evine sokmadıklarını, aralarında olaylar yaşandığını; evinde üç çocuğunun çalıştığını, müvekkilinin ise cezaevinde olduğunu, aile bağlarının temelinden sarsıldığını belirterek; davanın reddini istemiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, aylık 250 TL yardım nafakasının dava tarihinden itibaren davalıdan alınarak davacı ...'ye verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4.maddesi uyarınca, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun üçüncü kısmı (vesayet) hariç olmak üzere ikinci kitabı ile 4722 sayılı Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanuna göre aile hukukundan doğan dava ve işler, Aile Mahkemesinde görülür.Davada; talebin 4721 sayılı Türk Medeni Kanununda düzenlenen yardım nafakasından kaynaklandığı, dolayısıyla “Aile Hukukuna” ilişkin bulunduğu anlaşılmaktadır. Talep, Aile Hukukundan (nafaka yükümlülüğünden) doğduğuna göre, açılan bu davanın 4787 sayılı Yasanın 4.maddesi gereğince, Aile Mahkemesinde bakılması gerekmektedir.Mahkemelerin görevinin kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınması gerekir. Bu nedenle o yerde ayrı bir aile mahkemesi varsa çekişmenin aile mahkemesinde görülmesi, aksi halde davaya aile mahkemesi sıfatıyla bakılması gerektiği gözetilmeden anılan kanun hükmüne aykırı şekilde genel mahkeme tarafından hüküm verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.