Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3696 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 16951 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : KIRIKKALE 1. AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 16/07/2014NUMARASI : 2013/629-2014/367Taraflar arasındaki (asıl davada) yoksulluk ve iştirak nafakasının artırılması; (karşı davada) yoksulluk nafakasının kaldırılması-iştirak nafakasının azaltılması davasının; mahkemece, yapılan yargılaması sonucunda, davaların reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, dava dilekçesi ile; davacının ve ortak çocuğun masraflarının arttığını, nafakaların yetersiz kaldığını belirterek aylık 250.00 TL olan yoksulluk nafakasının 500.00 TL ye, aylık 220.00 TL olan iştirak nafakasının 350.00 TL ye yükseltilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile; Türk Silahlı Kuvvetlerinden ayrılmak zorunda kaldığını, yeniden evlendiğini, 2 çocuğu daha olduğunu, kredi borçlarının bulunduğunu, davacının çalışabileceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiş; karşı dava ile de, yoksulluk nafakasının kaldırılmasını ve iştirak nafakasının 100.00 TL ye indirilmesini talep etmiştir.Mahkemece asıl dava ve karşı davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı ve davalı-karşı davacı vekillerince temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı(karşı davacı)'nın temyiz itirazları yerinde değildir.Davacı (karşı davalı)'nın temyiz itirazlarına gelince;Dava konusu uyuşmazlık; davacı ve ortak çocuk yararına hükmolunan yoksulluk ve iştirak nafakasının artırılmasına ilişkindir.Yoksulluk nafakası yönünden, Türk Medeni Kanunu'nun 176/4.maddesi gereğince; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir.Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre, iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir.Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamasına göre; nafaka alacaklısı kadının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir ve giderinde, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır.İştirak nafakası yönünden ise TMK. 182/2.maddesine göre; "Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlâk bakımından yararları esas tutulur.Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır".Aynı Yasanın 328/1.maddesine göre de; "Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile anne ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de gözönünde bulundurulur" (TMK. 330/1).Somut olayda; davacının ev hanımı olduğu, ailesinin yanında kaldığı, kira ödemediği; davalının ise, uzman çavuş olduğu, 2.400 TL maaş aldığı, misafirhanede kaldığı, yeniden evlendiği, iki çocuğu daha olduğu, sağlık nedeni ile 31/12/2013 tarihinde sözleşmesinin feshedildiği, OYAK tarafından davalıya 19.479,56 TL emeklilik yardımı ödendiği, ve aylık 1.261.12 TL emekli maaşı ve toplu olarak 23.657,62 TL ikramiye ödendiği, takbis dökümünden de davalı adına kayıtlı taşınmazlar olduğu anlaşılmaktadır.Mahkemece, davalı adına kayıtlı taşınmazların tapu kayıtlarının incelenmesi ve bu taşınmazlardan elde ettiği gelirlerin araştırılması, böylece davalının gerçek gelir durumunun tespit edilmesi gerekir iken eksik inceleme ile karar verilmiş olması isabetli bulunmamıştır.Mahkemece; yoksulluk nafakasının belirlendiği 2007 yılından dava tarihine kadar geçen süre, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile geçim ihtiyaçları, nafakanın niteliği, hakkaniyet ilkesi ile ÜFE endeks artış oranı gözetilerek yoksulluk nafakasının uygun bir miktar artırılması gerekir iken yanılgılı değerlendirme sonucu davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. İştirak nafakası yönünden ise, 2005 doğumlu olan ortak çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları, önceki dava tarihinden bu dava tarihine kadar ihtiyaçlarının arttığı gözetilerek ve TMK'nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak uygun bir miktar artış yapılması gerekirken, davanın reddi doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 09.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.