Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3684 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 16839 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : SAMSUN 3. AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 06/05/2014NUMARASI : 2013/446-2014/231Taraflar arasındaki tedbir nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavada; ayrı yaşamda haklılık olgusuna dayalı olarak davacı eş için 500,00 TL, eş yanında bulunan 2006 doğumlu doğumlu müşterek çocuk Talha ile 2013 doğumlu Burak Kayra için ayrı ayrı 400.00 TL olmak üzere toplamda 1.300,00 TL tedbir nafakası talep edilmiş,Davalı, 06.05.2014 tarihli duruşmada 700,00 TL nafaka ödeyebileceğini belirtmiştir.Mahkemece; davanın kısmen kabulü cihetine gidilerek, davacı eş için aylık 350,00 TL; müşterek çocuk Talha için 250,00 TL, müşterek çocuk B.. K.. için 150,00 TL tedbir nafakasının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm, davacı vekili tarafından, takdir edilen nafakaların az olduğu gerekçesiyle temyiz edilmiştir. Dava, ayrı yaşamda haklılık olgusuna dayalı olarak açılmış tedbir nafakası istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu'nun 197.maddesinde; ayrı yaşamada haklı olan eşin diğer eşten tedbir nafakası isteyebileceği düzenlenmiştir. Aynı yasanın 186/3.maddesinde de; eşlerin birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıklarıyla katılacakları hükme bağlanmıştır.Tedbir nafakasının niteliği ve yasal düzenleme gereği davalı birliğin giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. Zira; evlilik birliğinin korunması ve devamını sağlamak için eşlerin asgari ölçüde uyması gereken bazı yükümlülükler ve karşılamaları gerekli bazı ortak giderler mevcuttur. Buna göre evlilik birliğinin ortak giderleri olan kira, elektrik, yakıt, su ve benzeri giderlere davalı eş katılmak zorundadır. Diğer taraftan hakim, eşlerin birlikte yaşarken sürdürdükleri hayat seviyesini ayrı yaşamaları halinde de korumaları gerektiğini gözetmelidir.Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden; tarafların 2004 yılında evlendikleri, 2006 ve 2013 doğumlu müşterek iki erkek çocuklarının bulunduğu, davacı kadının ev hanımı olduğu, herhangi bir yerden gelirinin bulunmadığı, kocanın mağaza müdürü olarak çalıştığı 2.500 TL gelirinin olduğu 2006 doğumlu küçüğün öğrenci olduğu anlaşılmaktadır. Tarafların müşterek çocuklarının davacı anne ile birlikte yaşadığı anlaşılmıştır. Hal böyle olunca mahkemece; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, davacı eş ve müşterek çocukların ihtiyaçları, gözönünde bulundurularak, TMK.nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesi gereğince eş ve müşterek çocuklar için daha yüksek oranda nafakaya hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 09/03/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.