MAHKEMESİ : ANKARA 5. TÜKETİCİ MAHKEMESİTARİHİ : 11/06/2013NUMARASI : 2012/706-2013/1328 Taraflar arasında görülen kanal katılım ve şebeke bedeli iadesi talebi davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dilekçesi ile; müvekkilinin Ankara İli, Etimesgut İlçesi Bağlıca Mah. .. ada .. parsel .. numaralı bağımsız bölüm halindeki mesken için, davalı idare nezdinde su akışının sağlanması amacı ile ferdi su abonesi olmak istediğini, bu aşamada davalı idare Aski görevlileri tarafından müvekkilden toplam 5.150 TL kanal katılım payı ve şebeke hisse bedeli talep edildiğini belirterek; müvekkilinin kanal katılım payından sorumlu olacağı miktarın tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; idarece haksız olarak kanal katılım bedeli ve şebeke ücreti talep edildiği iddiasının yerinde olmadığını savunup, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece; bilirkişi raporu doğrultusunda, davanın kısmen kabulü ile davacının su aboneliği nedeniyle kanal katılım payı ve şebeke hisse bedeli olarak 758,83 TL'den sorumlu olduğunun, bunu aşan miktardan sorumlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık davacının satın aldığı konuta su abonesi olmak için kanal katılım payı ve şebeke hisse bedeli ödemekle yükümlü olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu'nun Kanalizasyon Harcamalarına Katılma Payı başlığı altındaki 87.maddesi “Belediyelerce ve belediyelere bağlı müesseselerce, aşağıdaki şekilde kanalizasyon tesisi yapılması halinde, bunlardan faydalanan gayrimenkullerin sahiplerinden kanalizasyon harcamalarına katılma payı alınır; a) Kanalizasyon tesisi yapılması, b) Mevcut tesislerin sıhhi ve fenni şartlara göre ıslah edilmesi iki ve daha fazla yol kenarında bulunan gayrimenkuller hangi yoldaki kanalizasyona bağlanmış ise, payın hesabında yola ait kanalizasyon giderleri nazara alınır,” düzenlemesini getirmiştir. Aynı yasanın 88.maddesi su tesisleri için 87.maddeye paralel bir düzenleme öngörmüştür. 2464 Sayılı Belediye Gelirleri Kanununa dayalı olarak çıkarılan ASKİ Tarifeler Yönetmeliğinin 39. maddesi ise “2464 Sayılı Belediye Gelirleri Kanunu'nun 87. ve 88.maddeleri gereği bir programa göre yapılacak yani; içme, kullanma, endüstri suyu ve kanalizasyon yatırımları ile mevcutların genişletilmesi (tevzi), iyileştirilmesi (ıslahı) amacıyla yapılan harcamalar ve istek üzerine A.. M..nce yapılacak işlerin toplam yatırım giderleri tesislerin hizmet edeceği saha dahilindeki gayrimenkullerin sahiplerinden su ve kanalizasyon tesisleri harcamalarına katılma payı alınır. Su ve kanalizasyon şebekelerine katılma paylarının binasız arsanın vergi değeri payına isabet eden kısmı, inşaat ruhsatının alınması aşamasında avans olarak tahsil edilir. Bina tamamlandıktan sonra bağımsız bölümlere veya binanın tamamına tahsis aboneliği verilmesi sırasında arsa değeri üzerinden alınan avans düşülerek, yapı değerinin emlak vergi beyanı üzerinden ayrıca %2 oranından fazla olmamak üzere katılım payı tahsil edilir” düzenlemesini içermektedir. Yine 3194 sayılı İmar Kanununun “Yapı Kullanma İzni” başlıklı 30.maddesinin 3.fıkrasında “Bu maddeye göre verilen izin yapı sahibini kanuna, ruhsat ve eklerine riayetsizlikten doğacak mesuliyetten kurtarmayacağı gibi her türlü vergi, resim ve harç ödeme mükellefiyetinden de kurtarmaz.” hükmü yer almaktadır. Yukarıda belirtilen yasa ve tarifeler yönetmeliği hükümleri birlikte değerlendirildiğinde davalı idarece yasanın yürürlük tarihinden sonra yeni kanalizasyon ve içme suyu tesisleri yapılmış olması veya mevcutların iyileştirilmesinin yapılması halinde, tesislerin hizmet edeceği saha dâhilindeki gayrimenkul sahiplerinden yönetmelikte belirlenen ilkelere göre su ve kanalizasyon tesisleri katılım payı talebe hakkı vardır. Ancak bu katılım payı davalı tarafça hizmet götürülmesi koşuluna bağlı olarak alınır. Bu durumda hizmet götürüldüğünün davalı tarafça kanıtlanması halinde davacı katılım payının yüklenici veya kendisi tarafından ödendiğini kanıtlamakla yükümlüdür. Ayrıca İmar Kanunu'nun 30/3. maddesi uyarınca iskân ruhsatının alınmış olması davalı idarenin kanal katılım payı istemesine engel teşkil etmez. Yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesi, itirazların yapılabilmesi, davanın süratle sonuçlandırılabilmesi; bozma sonrası yargılamanın devamı, uyup uymama yönündeki kararın verilebilmesi, öncelikle tarafların duruşma gününden usulünce haberdar edilmesi ve böylece taraf teşkilinin sağlanması ile mümkündür. 1086 sayılı Yasanın 73 mad., 6100 sayılı Yasanın 27.maddelerine göre "Hukuki Dinlenilme Hakkı" iddia ve savunmada bulunma hakkında daha geniş olarak ve Anayasanın 36.maddesine uygun bir düzenleme olup; (6100 sayılı Yasanın 27.mad. Hükümet Gerekçesi) 6100 sayılı Yasanın 27, Anayasanın 36.maddesi ışığında "Hukuki Dinlenilme Hakkı" sağlanmadan taraflar usulüne uygun olarak iddia ve savunmaları için mahkemeye çağrılmadıkça haklarında hüküm kurulamaz. Dosyadaki bilgi ve belgelerin tetkikinden, somut olayda dava konusu taşınmazın tapu kaydında ve vergi beyannamesinde malikinin Şamil Bilkay Başaran olduğu ancak eldeki davanın davacısının Ö.. B.. olduğu anlaşılmış; yine davacı Ö.. B.. ve davalı vekilinin iş bu dosya içerisine ibraz edilmiş vekaletname olmadan mahkemece yargılamanın yapılarak hüküm tesis edildiği anlaşılmıştır. O halde mahkemece, taşınmaz malikinin veya vekilinin usulüne uygun şekilde duruşma gün ve saatinden haberdar edilmesi ve taraf teşkilinin sağlanması gerekirken, yargılamaya devam edilerek hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir Ayrıca, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, abonelik başvurusundan önceki yıllarda inşaat aşamasındaki dava dışı kişi tarafından avans olarak yapılan ödeme sırasındaki resmi veriler ve birim fiyatları esas alınmak suretiyle hesaplama yapılmıştır. (T-Metre Tül Maliyeti- 45,75 TL) Oysa, aradan uzun bir zaman geçtikten sonra inşaat tamamlanmış ve davacı bireysel abonelik başvurusunda bulunup 08.05.2012 tarihinde iş bu davayı açmıştır. Bu durumda hükme esas alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. Metre tül maliyeti, abonelik başvuru tarihindeki Bayındırlık ve İskan Bakanlığı birim değerleri esas alınmak suretiyle güncelleştirilerek saptanması gerekir. O halde mahkemece, aboneliğe başvurulduğu sırada, Kanunun 89. maddesi uyarınca arsa vergi değerinin %2'si oranında kanal katılım payı tahsiline dair evraklar ile ödenen avansın mahsubunu içerir, katılım paylarının hesabına ilişkin ASKİ Tarifeler Yönetmeliğinde bulunmakta olan formüldeki hesaplama "gayrimenkulün toplam inşaat alanı ile güncel metre tül maliyeti ve gayrimenkulün yola nazaran cephesi" esas alınarak yasa ve yönetmeliğe uygun denetimi mümkün yeniden rapor alınarak sonucuna göre hüküm kurmak gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.