MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacılar vekili dilekçesi ile; müvekkillerinin, Trabzon’da oto alım-satım işi yaptıklarını, 2004 yılı Mart ayında Gaziantep’te satılık bir minibüs ilanı ile ilgilenip, kar amacı ile almak istediklerini ve satıcı ile temasa geçtiklerini; aracı 26 milyar TL’ye satın almak üzere anlaştıklarını ve aracın maliki gözüken ... ve kendisini bu kişinin eşi olarak tanıtan Yalçın Yücetürk’ten aracı teslim aldıklarını ve ... tarafından Gaziantep 7.Noterliğinden bu aracın devri için müvekkillerine vekalet verildiğini; aynı gün, müvekkili... tarafından aracın bedelinin banka havalesi ile gönderildiğini; müvekkili ...’ın bu aracı Trabzon’da müşterisi İsmet İnan’a devir için Trafik Şubesine gittiğinde, aracın çalıntı olunduğunun söylendiğini, aracın ellerinden alınarak sahibine iade edildiğini; yapılan araştırmada, kendilerini dolandıran kişinin gerçek kimliğinin... olduğunun anlaşıldığını; 7.Noterde ibraz edilen ...’nın ehliyeti ile kendi resminin de katiyetle benzeşmediğini; Noterin de, Noterler Kanununun 162.maddesi gereğince kusursuz sorumluluğunun bulunduğunu iddia ederek; 26 milyon TL’nin 09.03.2004 tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte, davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı ... cevap dilekçesinde; Gaziantep 7.Noterliğinde başkatip olarak görev yaptığını, yapılan işlemde herhangi bir eksiklik veya hata bulunmadığını, özellikle böyle bir işlem için hazırlanmış ve uzman kişilerin bile hayatın normal seyri içerisinde sahteliğini fark edemeyecekleri bir kimlik ibrazı sonucu işlemin gerçekleştirildiğini, davacıların aracın trafik kaydını araştırmadıklarını, dolayısıyla olayda ağır kusuru bulunduğunu, illiyet bağının kesildiğini savunarak; davanın reddini istemiştir.Davalı Noter ... ise, cevap dilekçesinde bir yıllık sürenin geçtiğini belirterek zamanaşımı definde bulunmuş; davacıların davada sıfatının bulunmadığını, çünkü kendilerinin satıcı vekili olarak araç üzerinde mülkiyet haklarının bulunmadığını bu nedenle sıfat yokluğundan reddini istemiş, esası bakımından da; olayda, hatalı veya eksik yapılan bir işlemin söz konusu olmadığını; kullanılan ve vekaletnameye dayanak teşkil eden sürücü belgesinin, son derece profesyonelce, sahte olarak hazırlanmış ve iğfal kabiliyeti yüksek olan sahte bir belge olduğunu, yapılan işlemle zarar arasında illiyet bağının bulunmadığını; zira, söz konusu zararın tek sebebinin üçüncü kişinin suç teşkil eden fiili olduğunu, zararın doğmasında bizzat davacıların da ağır kusurunun bulunduğunu savunarak; davanın reddini istemiştir.Mahkemece; “Dosya kapsamından dava konusu özel vekâletname ile ibraz edilen sürücü belgesindeki fotoğrafın farklı kişilere ait olduğu, ancak farklılığın kolaylıkla anlaşılamadığı, alınan raporlardan da farklılığın tespitinin güç olduğu, normalin üzerinde bir dikkatle araştırma ile ancak fark edilebileceği, bu itibarla davalı ...’ın sorumluluğunu gerektirecek ihmalinin bulunmadığı; bunun yanında davalı noterin kusursuz sorumluluğunun bulunduğu, diğer davalının da zarardan doğrudan sorumlu olduğu anlaşılmakla; davalı ... hakkındaki davanın reddine, diğer davalılar yönünden davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı (Noter) ... tarafından süresinde temyiz edilmiştir.Dava; noterin kusursuz sorumluluğuna dayalı tazminat ödetilmesi istemine ilişkindir.Davacılar kendisini xx xxx xx plakalı araç maliki olarak tanıtan ... isimli kişinin, aracın satışı için Gaziantep 7.Noterliğinde adlarına vekalet verdiğini, bu vekalete dayalı olarak aracı Trabzon’da sattıkları kişiye devir edecekleri sırada, aracın çalıntı olduğu belirtilerek el konulduğunu; noterlikte kullanılan belgelerin sahteliğinin ihmal nedeni ile anlaşılamamasından dolayı, uğradıkları zararın tahsilini istemektedirler.2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 20.maddesinde araç satışlarının yöntemi gösterilmiştir. Buna göre, noter satış senedi ile aracın mülkiyeti satın alana geçer, aynı yasanın 20/d maddesine göre de, trafikte kayıtlı motorlu araçların resmi şekilde yapılmayan satış ve devirleri geçersizdir.Somut olaya gelince; dava konusu aracın dava dışı ... adına trafikte kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. Davacılar ise, kendisini... olarak tanıtan kişi tarafından noterlikte düzenlenmiş bir vekâletname ile aracın satışı için vekil kılınmışlardır. Yani davacılar, aracın maliki olmayıp, yalnız malik adına aracı satmaya yetkili olan vekil durumundadırlar.Şu durumda, araç maliki olmayıp, aracın satışı için vekil tayin edilmeleri nedeniyle yalnız vekili sıfatında bulunan davacıların, iş bu davayı açmakta aktif dava ehliyeti bulunmamaktadır. Husumet, dava şartlarından olup, davanın her aşamasında ve re’sen gözetilebileceğinden, yerel mahkemece davalı Noter aleyhindeki davanın aktif dava ehliyeti bulunmaması nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilmiş bulunması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 05.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.