Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 366 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 13931 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İSTANBUL 4. AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 03/04/2014NUMARASI : 2012/831-2014/253Taraflar arasında görülen iştirak nafakası davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların Fatih 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2002/449 karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, müşterek çocuğun velayetinin davalıya verildiğini, sonrasında Fatih 1. Aile Mahkemesi'nin 2006/830 karar sayılı ilamı ile müşterek çocuk Doğukan'ın velayetinin müvekkiline verildiğini, Doğukan'ın otistik olduğunu, davalının müşterek çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderlere katkıda bulunmadığını, davalının bir bankada çalıştığını, kendi adına bir daire satın aldığı bilgisi edinildiğini, tarafların müşterek çocuğu için aylık 1.000 TL iştirak nafakasına hükmedilmesini, nafakanın her yıl Ocak ayında Türkiye İstatistik Kurumu'nun açıklayacağı TÜFE oranında arttırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin çocuğu Doğukan'a 11 aylıkken bakmaya başladığını, bakım ve gözetimini layıkıyla yerine getirdiğini, Doğukan'a 10/11/2004 tarihinde Davranış Bozukluğu tanısı konulduğunu, 04/08/2005 tarihinde gelişimsel bozukluk tanısı konulduğunu, 27/02/2007 tarihinde dikkat eksikliği/aşırı hareketlilik bozukluğu tanısı konulduğunu, davacının boşanma sonrası Hollanda'ya gittiğini, orada evlendiğini ve velayet davası açılan 2006 yılına kadar çocuğuyla hiçbir şekilde ilgilenmediğini, en ufak bir katkıda bulunmadığını, davacının 2006 yılında tatil amaçlı yurda geldiğini, yurt dışında otistik çocuklara ilişkin çok yönlü tedavi uygulandığını, daha iyi bakım yapılabildiğini, devletten bu tür çocuklara özel yardım yapıldığını, kendisinin iyi bir maaş aldığını bildirerek, çocuğun velayetini istediğini, Fatih 1. Aile Mahkemesi'nin 2006/487 Esas sayılı dosyasında velayetin neden anneye verildiğinin açıkça anlatıldığını, velayet değişikliğinde müvekkiline yüklenen herhangi bir maddi sorumluluk bulunmadığını, küçüğün Hollanda'da kaldığı süre içerisindedevlet yardımı aldığını, davacının Hollanda'da evlendiğini, boşanmışsa boşanma kararının dosyaya sunulmasını, boşanma ile birlikte kendisine bağlanan yoksulluk nafakası yanında başkaca bir gelir bağlanmasının söz konusu olup olmadığının tespitini talep ettiklerini, ayrıca müracaat edilmesi halinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Müdürlüğü'nce özürlüler için evde bakım ücreti olarak ayda 680 TL bağlanabileceğini, müvekkilinin aylık 980 TL maaş aldığını, kendi adına veya başkası adına daire satın almasının söz konusu olmadığını bildirerek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece; davanın kısmen kabulüyle dava tarihinden itibaren aylık 200 TL iştirak nafakasının davalıdan tahsiline, nafaka miktarının her yıl Ocak ayında TÜİK'in açıklayacağı TÜFE oranında arttırılmasına karar verilmiş, hüküm, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiştir.Dava, iştirak nafakası istemine ilişkindir. TMK.'nın 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır.Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Ne var ki, nafaka miktarının belirlenmesine esas alınması gereken giderlerinin makul sınırlar içinde kalmasına özen gösterilmesi ve velayet kendisine bırakılmayan tarafın ağır yükümlülüklere maruz bırakılmaması gerekmektedir.Mahkemece, nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir.Dosya kapsamına göre, tarafların, 21.06.2002 tarihinde anlaşmalı olarak boşandıkları, 01.01.2000 doğumlu müşterek çocuk Doğukan'ın velayetinin babaya verildiği, 28.12.2006 tarihinde velayetin, Fatih 1. Aile Mahkemesi tarafından anneye verildiği, kararın 20.02.2007 tarihinde kanun yollarına başvurulmaksızın kesinleştiği, çocuğun otizm hastalığı olduğu, davalının bankada çalıştığı, bordroya göre 1600 TL civarında maaş aldığı, ailesiyle yaşadığı; davacı annenin Hollanda'da yaşadığı, ikinci evliliğinden bir çocuğu daha olduğu, ikinci eşinden de boşandığı; davacının Hollanda'da aylık 172 Euro sosyal yardım aldığının, yıllık toplam gelirinin 9.803 Euro olduğunun, 485 Euro kira ödediğinin ifade edildiği anlaşılmaktadır.Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, ortak çocuğun yaşı, sağlık durumu ve ihtiyaçları nazara alındığında mahkemece takdir edilen nafaka azdır. O halde, davalı babanın tespit edilen geliri ile orantılı olacak şekilde TMK.nun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesine göre uygun bir nafakaya hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.