Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 3652 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 19866 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ : GÖLBAŞI (ANKARA) 2.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 17/07/2013NUMARASI : 2013/208-2013/21Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dava dilekçesinde davalının atık su aboneliği olmadığı halde işyerinde atık su kullanmak sureti ile kaçak su kullandığını, kullandığı suyu kanalizasyon şebekesine verdiğini, başlatılan takibe itiraz edildiğini belirterek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili davanın reddini istemiştir.Mahkemece davanın reddine karar verilmiş,hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dosyada yeralan kaçak su tutanağında davalının atık su aboneliğinin bulunmadığı, havuzlarda su kullanıldığı belirtilmiştir. Fotoğraflar ve diğer belgelere göre davaya konu yer spor ve eğlence amaçlı olarak işletilmekte içinde de havuzları ve yeşil alanı kapsamaktadır.Uyuşmazlık, davalının kullandığı kuyu suyunun yeşil alanları sulama suyu olarak kullanılması durumunda atık su bedeli ile sorumlu olup olmadığı, sorumlu olduğunun kabulü halinde ise kapsam ve tutarının ne olacağına ilişkindir. Mahkemece keşif yapılmış, keşfe katılan inşaat mühendisi, ziraat mühendisi ve mimardan oluşan bilirkişi kurulu raporlarında; havuz suyunun kanalizasyona deşarjını sağlayan bir altyapı tesisinin bulunmadığını, tesisteki havuzlarda kullanılan kuyu suyunun kanalizasyona deşarj edilmediğini, yeşil alan sulamasında kullanıldığını, bu nedenle davacının atık su bedeli talep edemeyeceğini belirtmişlerdir. Anılan bilirkişi raporu havuzlardan sezon başında boşaltılan suyun ve sezonda zaman zaman tazelenen su nedeni ile açığa çıkan suyun tesisin yeşil alan sulamasında kullanıldığı varsayımına dayanarak görüş bildirmekte olup bu niteliği ile bilimsel değildir. Havuzlarda kullanılan suların yeşil alanların sulanmasında zarar verici olup olmadığı da bu konunun uzmanı bir bilirkişi tarafından araştırılmamıştır. Davacı tarafın bilirkişi raporuna karşı öne sürdüğü ciddi itirazlarda karşılanmamıştır.2560 Sayılı Yasaya göre kurulan davacı ASKİ Ankara'da kullanma suyu ve atık sular için tesisler kurmak, tarifeler hazırlamak ve bu sular için para tahsil etmek görev ve yetkisiyle donatılmış, bu yetkiler adı geçen idarenin tekeline verilmiştir. Her abonenin kullandığı su kadar atık su ürettiğinde duraksamaya yer olmamalıdır. ASKİ bu atık suları kanalizasyon vasıtasıyla veya toplama çukurlarına boşaltmak suretiyle zararsız hale getirecektir. ASKİ Tarifeler yönetmeliğinin 55/e maddesinde abone olmaksızın atık suyunu kanalizasyon şebekesine verenler hakkında yapılacak işlem düzenlenmiştir.Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 1996/93-346 esas ve 1996/699 sayılı kararında da belirtildiği gibi tahakkuk ettirilen atıksu bedeli bir hizmet karşılığı olabileceği gibi ekonomik koşullara göre oluşturulan Ankara şehrinin içme, kullanma ve endüstri suyu ihtiyaçlarının yeraltı ve yerüstü kaynaklardan sağlanması ihtiyaç sahiplerine dağıtılması, kullanılmış sular ve bunların uzaklaştırılması bölge içindeki su kaynaklarının ve yer altı sularının kullanılmış sularla kirlenmesini önlemek için yeni tesisler kurmak, kurulu olanların bakım ve işletilmesini sağlamak amacıyla bu hizmetlerin görülmesinin temini amacıyla alınmaktadır.HUMK'nun 275. ve devamı maddelerinde; "bilirkişilik" müessesesi düzenlenmiş olup, anılan maddede mahkemenin çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar vereceği düzenlendikten sonra 286.maddede de bilirkişinin oy ve görüşünün hakimi bağlamayacağı düzenlenmiş ise de işin çözümünde teknik bilgi ve birikimin gerekliliğine inanılarak bilirkişi incelemesi yaptırıldığına göre verilen raporlar çelişkili ise mahkeme HUMK.nun 283.maddesi hükmüne dayalı olarak, bilirkişiden açıklama ya da ek rapor isteyebileceği gibi 284.maddesi hükmüne dayalı olarak yeni bir bilirkişi heyeti oluşturularak yeni bir rapor alabilir.Aynı ilkeler 6100 sayılı HMK beşinci bölümünde "bilirkişi incelemesi" ismi altında ve 266-287.maddeleri arasında düzenlenmiştir.Bilirkişi raporu kural olarak hâkimi bağlamaz. Hâkim raporu serbestçe takdir eder. Hâkim, raporu yeterli görmezse, bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme de yaptırabilir. Bilirkişi raporları arasındaki çelişki varsa hakim çelişkiyi gidermeden karar veremez.Belediye Meclisinin 17.09.2004 tarih ve 2004/866 sayılı kararındaki “yeşil alanlarda kullanılan kuyu suyu ve atık su bedelinden ücret alınmayacağı” düzenlemesi de gözetilmek suretiyle konusunda uzman bilirkişi kurulundan gerekirse yeniden keşif yapılarak, 2560 sayılı yasa ve Tarifeler Yönetmeliği hükümleri kapsamında davaya konu dönemde yeşil alan dışında kullanılan atık su miktarı ve bunun bedeli konusunda bilimsel verilere dayanan, denetime elverişli rapor alınmalı ve sonucuna uygun bir karar verilmelidir.Bu durumda mahkemece önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kurulundan itirazları da giderecek biçimde , bilimsel verilere dayanan ve somut olayı ASKİ Tarifeler yönetmeliğinin 55/e maddesindeki ilkelere göre değerlendiren bir rapor alınarak, varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, bilimsel olmayan, varsayıma dayanan ve itiraza uğrayan bilirkişi raporuna dayanılarak eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.