Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3644 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 1859 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDava dilekçesinde şimdilik 100.000 TL alacağın yasal faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dilekçesinde, tarafların kardeş olup, ortak murisin ölümünden kısa bir süre önce davalının murise, hesabındaki parayı çektirerek, kendi hesabına yatırdığını, sonrada murisin öldüğünü, bu paranın terekeye ait olup, davacının da hakkının bulunduğunu beyan ederek, şimdilik 10.000 TL. alacağın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, mirasçılar arasında mirasın taksimine kadar mirasçılardan her biri tereke mameleki üzerinde iştirak halinde hak sahibi olduklarından, istihkak davası açamayacakları, ancak taksimden sonra bir mirasçı aleyhine bu davanın açılabileceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Somut olayda, davacı ve davalılar ortak murisin mirasçıları olup, aynı terekenin iştirakçileri durumundadırlar. TMK'nın 701/1 maddesi gereğince "Kanun veya kanunda ??ngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti el birliği mülkiyetidir." Davada murise ait banka hesabında bulunan paranın, haksız olarak davalı tarafından tahsil edilmesi nedeniyle, sebepsiz zenginleşme kurallarına göre davacının kendi miras payına düşen miras payı talep edilmektedir.Bu durumda Medeni Kanunun 701 ve devamı maddelerinde düzenlenen iştirak halinde mülkiyet hükümlerinin somut olayda uygulama yeri bulunmamaktadır.Başka bir ifade ile iştirak halindeki malikler, sebepsiz zenginleşme kurallarına göre birbirlerinden talepte bulunabilirler. Bu duruma göre, mahkemece tarafların delilleri sorularak oluşacak sonuca göre davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 05.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.