MAHKEMESİ : BURDUR SULH HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 20/03/2014NUMARASI : 2012/82-2014/230Taraflar arasındaki menfi tespit (istirdat) davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili; dava dilekçesinde; müvekkili hakkında, kaçak elektrik kullanıldığından bahisle 17/11/2008 ile 10/11/2009 tarihleri arası kaçak tahakkuku yapıldığı; müvekkilinin, kullandığı elektriği sayaçtan geçirdiğini, kaçak elektrik kullanımının olmadığını, ceza yargılaması neticesinde beraat ettiğini belirterek; kaçak elektrik bedelinden sorumlu olmadığına karar verilmesini talep etmiş; bilahare, dava konusu elektrik tüketim bedelini icra tehdidi altında ödenmiş olduğunu belirterek, 2.377,71 TL'nin ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte istirdatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, cevap dilekçesinde; davacının, kesilip mühürlenen elektriği açarak abonesiz surette kaçak elektrik kullandığının tespit edilmesi üzerine; kaçak elektrik kullanım tutanağı tanzim edilip, kaçak tahakkuku yapıldığını savunarak; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece; davacı tarafından yapılan herhangi bir kaçak kullanım olmadığı, davalı kurum tarafından kaçak elektrik bedeli olarak tahsil edilen bu bedelin davacıya iadesi gerektiği, gerekçesiyle; davanın kabulü ile, 2.377,71 TL.'nin ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'na dayanılarak hazırlanan ve 25 Eylül 2002 günlü Resmi Gazetede yayınlanarak 01.03.2003 tarihinde yürürlüğe giren Elektrik Tarifeleri Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13. maddesine göre; ''Dağıtım sistemine veya sayaçlara veya ölçü sistemine ya da tesisata müdahale ederek, tüketimin doğru tespit edilmesini engellemek suretiyle, eksik veya hatalı ölçüm yapılması veya hiç ölçülmeden veya yasal şekilde tesis edilmiş sayaçtan geçirilmeden mevzuata aykırı bir şekilde elektrik enerjisi tüketmesi'' kaçak elektrik tüketimi olarak kabul edilmiş; 15. madde hükmünde de, kaçak ve usulsüz elektrik enerjisi kullanımına ilişkin tespit, süre, tüketim miktarı hesaplama, tahakkuk, ödeme yöntemleri ile diğer usul ve esasların dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından belirlenerek Kuruma sunulacağı ve kurul onayı ile uygulamaya konulacağı açıklanmıştır. Somut olayda; davalı idare çalışanları tarafından tutulan 17.11.2008 tarihli tutanak ile, davacının, "abonesiz elektrik tükettiği, 13.03.2008 tarihinde kesilen elektriği kullandığı" tespit edilmiş; 10.11.2009 tarihinde yapılan denetimde ise; "17.11.2008 tarihinde keşif esnasında ve 13.03.2008 tarihinde kesilen elektriği açarak abonesiz kullandığı" tespit edilmiş ve bu kaçak tutanaklarına istinaden kaçak elektrik tüketim bedeli tahakkuk ettirildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece; bilirkişiden alınan raporda, davacının, 17/11/2008 ile 10/11/2009 tarihleri arasında abonesiz elektrik kullandığı, 622 sayılı kurul kararı doğrultusunda cezalı kullanım ile birlikte tahakkuk toplamının 8.555,42 TL olduğu tespit edilmiş olmasına rağmen; bu rapor benimsenerek hüküm kurulmamış, ceza dosyasındaki bilirkişi raporu hükme esas alınarak, davacı tarafından yapılan herhangi bir kaçak kullanım olmadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir. Oysa, Ceza Mahkemesi kararlarının Hukuk Mahkemesindeki davaya etkisini düzenleyen Borçlar Kanununun 53.maddesi hükmünde (TBK 74. mad.), "Hakim, kusur olup olmadığına, yahut haksız fiilin failinin temyiz kudretini haiz bulunup bulunmadığına karar vermek için Ceza Hukukunun sorumluluğa ilişkin hükümleri ile bağlı olmadığı gibi, Ceza Mahkemesinde verilen beraat kararı ile de mukayyet değildir. Bundan başka, Ceza Mahkemesinin kararı, kusurun takdiri ve zararın miktarının tayini hususunda dahi Hukuk Hakimini takyit etmez." denilmektedir. Bu açık hüküm karşısında, Ceza Mahkemesince verilen beraat kararı, kusur ve derecesi, zarar tutarı, temyiz gücü ve yükletilme yeterliği, illiyet gibi esasların Hukuk Hakimini bağlamayacağı konusunda duraksama bulunmamaktadır. Hukuk hakimi, ceza mahkemesinin kusura ilişkin değerlendirmesiyle ve buna etkili tespit edilen olgularla bağlı kalmaksızın, taraflarca ileri sürülen delilleri toplayıp, tümünü birlikte değerlendirerek bir sonuca varmalıdır.Bu bağlamda, davacı eyleminin, yasal şekilde tesis edilmiş sayaçtan geçirilmeden mevzuata aykırı bir şekilde elektrik enerjisi tüketilmesi nedeniyle, yukarıda anılan EPMHY'nin 13. maddesinde tanımlanan, kaçak elektrik enerjisi tüketimi olduğu kuşkusuzdur. O halde, mahkemece; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular ile bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirilerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken; eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 05.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.