Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3589 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 4474 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz Davacı dilekçesinde; davalının diş tabibi olması nedeniyle diş sorunlarını gidermesi bakımından kendisine başvurduğunu, daha sonra kapora olarak 3000 TL ödediğini, ancak sorunları giderici şekilde diş tedavi ve yapımı uygulamaması sebebiyle, kendisiyle ilişkisini keserek başka bir diş tabibi ile diş sorunlarını giderdiğini, daha sonra kapora bedelini talep ve ihtarnameye rağmen ödenmediğini belirterek, bu bedelin tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali ve inkar tazminatının tahsilini istemiştir.Davalı vekili cevabında; dava dilekçesinin kanuni unsurlara sahip olmadığını, davacının hangi şikayete, ne taleple davalıya başvurduğu, kendisine ne teşhis konduğu, tedavinin devam edip etmediği, davacının hangi hukuki nedenle para talep ettiğinin açıklanmadığı, bu nedenle reddi, aksi halde ise dava dilekçesindeki eksiklerin tamamlatılması gerektiğini bildirmiştir.Asliye Hukuk Mahkemesinin 10.10.2013 tarih ve 2013/133-579 sayılı kararı 25.11.2013 tarihinde kesinleşen kararıyla "Diş Doktoru Ücret, Tebabati ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanunun 71.maddesine göre Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu belirtilmek suretiyle görevsizlik kararı verilmiş olup, Sulh Hukuk Mahkemesince; davalının, tedavi için hazırlık yaptığı, diş kontrolü ölçüsü alınıp yaptığı, diş kesimi, kanal tedavisi, diş eti tedavisi yaptıktan sonra davacının tedaviye başka hekim tarafından devam ettiği, davalının yapmış olduğu tedavi işlemlerine karşılık 3000 TL'yi davacıdan aldığı, davanın ispat edilemediği gerekçe gösterilerek, reddine karar verilmiştir.Mahkemenin de kabulünde olduğu gibi davacının yapacağı iş protezdir. ... ise eser sözleşmesi kapsamında değerlendirilmelidir.ak kabul edilmiş ve bu tür ihtilaflara da aynı kanunun 73.maddesi gereğince Tüketici Mahkemesininde bakılacağı öngörülmüş ise de; Kanun'un Geçici 1/1 maddesinde; bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış olan davaların açıldıkları mahkemelerde görülmeye devam edeceği hüküm altına alınmış bulunduğundan; davada(Tüketici Mahkemesi değil), Asliye Hukuk Mahkemesi görevli bulunmaktadır.Asliye Hukuk Mahkemesinin, temyiz yoluna başvurulmaksızın 25.11.2013 tarihinde kesinleşen görevsizlik kararının da sonuca etkisi bulunmamaktadır.Mahkemece; yukarıda açıklanan ilke ve esaslar nazara alınarak, görevsizlik kararı verilmesi gerekirken; yanılgılı nitelendirme ve değerlendirme sonucu, (Davada, Diş Doktoru Ücret, Tebabati ve Şuabati Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanunun 71.maddesine göre Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle) işin esasına girilerek, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.Bozma nedenine göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.