Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3588 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 2063 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİTaraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacılar vekili dilekçesinde; müvekkilinin 17.09.2004 tarihine kadar davalı kurumun elektrik abonesi olduğunu, belirtilen tarihte sözleşmenin feshedildiği ve sayacın söküldüğünü, bu tarihten sonra sözkonusu yerde oturmadığı ve elektrik kullanmadığı halde davalı adına kaçak elektrik tutanakları tanzim edilerek, icra takipleri başlatıldığını, müvekkilinin tahakkuk eden borçtan sorumlu olmadığını belirterek, icra takiplerinde kaçak elektrik kullanımına dayanak teşkil eden faturalardaki toplam 55.734,16 TL borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir.Davalı vekili cevabında; iddiaların yersiz olduğunu, tutanak içeriklerine göre sözleşme feshinden sonra da davacı tarafından kullanıldığını belirterek, davanın reddini ve kötüniyet tazminatına hükmedilmesini dilemiştir.Mahkemece; hükme esas alınan bilirkişi raporunda, kaçak elektrik kullanımına ilişkin faturaların fiili tüketim esas alınarak yapılan hesaplamaların doğru olarak kabul edilmesi gerektiği, toplam kaçak elektrik kullanımının ödenmemesinden kaynaklanan "işlemiş faiziyle birlikte 79.514 TL" olduğu, bu tutarın davacıların talep ettikleri tutarın çok üzerinde olduğu, bu haliyle davacıların dava açmakta haklı olmadıkları ve kötüniyet tazminatının koşulları bulunmadığı gerekçesiyle, davanın ve kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.Hükmü, davacılar vekili temyiz etmektedirler.Uyuşmazlık, kaçak elektrik borcu nedeniyle başlatılan icra takiplerinden dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297.maddesi(HUMK. 388 md) hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangibir söz tekrar edilmeksizin istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yükletilen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesini emredici kural olarak getirmiştir.Davacılar vekili dilekçesinde; icra takiplerindeki işlemiş faiz hariç asıl alacak olan toplam 55.734.16 TL yönünden menfi tespit talebinde bulunmuştur. Mahkemece, davacıların bu talepleri hakkında hüküm kurulması gerekirken, HUMK 388 ve HMK'nun 297.maddesine aykırı olacak şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.Bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.