MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİTaraflar arasındaki nafaka davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesinde; müvekkilinin, davalı ile 2011 yılında boşandıklarını, boşanma davasında yoksulluk nafakası talep etmediğini, 2 çocuk için 150'şer TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, iştirak nafakalarının yetersiz kaldığı, boşanma yüzünden davacının yoksulluğa düştüğünü ileri sürerek, davacı için aylık 730 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesini, iştirak nafakasının ise 500'er TL'ye çıkartılmasını talep etmiştir.Davalı cevap dilekçesinde; yoksulluk nafakası yönünden talebin zamanaşımına uğradığını, çocukların ihtiyaçlarında önemli ölçüde değişiklik olmadığı ve ekonomik durumunun eskisinden kötü olduğunu belirterek davanın reddini dilemiştir.Mahkemece; TMK 175.maddesine göre boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek tarafın kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebileceğinden davalının bir yıllık zamanaşımı itirazı haklı görülmeyerek davacının bu duruma düşmesinin davalının kusurundan kaynaklandığı, çocukların yaşlarının ilerlediği, masraflarının artabileceği, sağlık masrafları gözönünde bulundurulduğu gerekçe gösterilerek davanın kısmen kabulü ile, davacı lehine 300 TL yardım nafakasına, müşterek çocuklar için aylık 150'şer TL takdir edilen iştirak nafakasının 450'şer TL'ye yükseltilmesine karar verilmiştir.4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 175.maddesi ve devamı hükümlerine göre nafaka talep edilen tarihte nafaka alacaklısının yasanın öngördüğü şartları taşıması halinde mahkemece, yoksulluk nafakasına hükmedilebilecektir. Başka bir deyişle, boşanma davası sonrasında yoksulluk nafakası isteme hakkını kaybetmemiş davacı (nafaka alacaklısı) aynı yasa 178.maddesi hükmü gereğince bir yıl içerisinde boşanmadan ayrı olarak açacağı dava ile yoksulluk nafakası isteyebilecektir. Davanın açılması 743 sayılı Yasada herhangi bir süreye tabi tutulmamıştır. 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 178.maddesinde ise 1 yıllık zamanaşımı süresi öngörülmüştür.Somut olayda, tarafların ...Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 01.02.2012 tarihinde kesinleşen kararı ile boşandıkları, eldeki davanın 05.02.2015 tarihinde açıldığı ve TMK 178/son maddesinde öngörülen 1 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği gözönünde bulundurularak yoksulluk nafakasına ilişkin talebin zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ve yanılgılı değerlendirme ile davacı lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.Bundan ayrı olarak, Türk Medeni Kanunu'nun 327/1. maddesinde; çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderlerin anne ve baba tarafından karşılanacağı hükme bağlanmıştır. Aynı yasanın 328/1. maddesi hükmü gereğince ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir.(TMK. nun 329/1. maddesi)Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de gözönünde bulundurulur. (TMK. nun 330/1. maddesi)TMK.'nın 331.maddesine göre; durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler.Tüm bu maddeler doğrultusunda mahkemece iştirak nafakası artırım oranı belirlenirken; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçları gözönünde bulundurulmalıdır.Somut olayda müşterek çocukların 2001 ve 2005 doğumlu oldukları, küçük Zührenaz'ın hormonal bozukluğu nedeniyle ...Eğitim ve Araştırma Hastanesinde tedavi gördüğü, davacının 700 TL aylıkla bakkalda çalıştığı, 300 TL kira ödediği, davalının ise güvenlik görevlisi olduğu, 1000 TL maaş aldığı ve 400 TL kira ödediği anlaşılmaktadır.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, müşterek çocukların yaşları ve ihtiyaçları ile iştirak nafakasına hükmedilen tarih ile işbu dava tarihi arasındaki süre nazara alındığında, mahkemece takdir edilen nafaka yüksektir. O halde, davalı babanın tespit edilen geliri ile müşterek çocukların yaşı, eğitim durumları, ihtiyaçları gözetilerek TMK'nın 4.meddesindeki hakkaniyet ilkesine göre uygun bir nafakaya hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.