Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 355 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 15682 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 1.AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 16/05/2013NUMARASI : 2012/115-2013/418 Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dilekçesinde; tarafların halen evli oldukları davalının Almanya’da başka bir kadınla uzun süredir birliktelik yaşadığı, daha önce davacı lehine hükmedilen 500 TL/ay tedbir nafakasının yetersiz kaldığı belirtilerek aylık 2.500 TL’ye yükseltilmesi talep edilmiştir. Davalı vekili cevabında; davalının 72 yaşında ve hasta olduğunu, maddi durumunun normal olduğunu, davacının ise davalıya ait 2 evden birinde oturduğunu, diğerinin de kirasını aldığını belirterek davanın reddini dilemiştir. Mahkemece; davacının ayrı yaşamakta haklı olduğunun ispatlandığı gözetilerek, 600 TL tedbir nafakasına hükmedilmiştir. Hükmü davacı vekili temyiz etmektedir. Dosya içeriğinden; davacı kadının Bakırköy 6.Aile Mahkemesinin 2006/287 E.sayılı müstevliler açtığı tedbir nafakası davasından sonra, davalı kocanın açtığı boşanma davası 2006/287 E.sayılı dava ile birleştirilerek, birleşen boşanma davasının reddedildiği, nafaka davasının ise kısmen kabul edilerek davacı lehine 500 TL tedbir nafakasına hükmedildiği, kararın 15.03.2010 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Bu durumda; davacının dilekçesindeki talebi ile, bundan önce açılan ve kesinleşen nafaka davası dosyasının mevcudiyeti ve davalının da nafakasının kaldırılmasına ilişkin bir karar almadığı göz önüne alınarak, daha önce davacı lehine hükmedilen 500 TL tedbir nafakasının, tarafların gerçekleşen ekonomik ve sosyal durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına ve TÜİK’in yayınladığı ÜFE artış oranı dikkate alınmak suretiyle hakkaniyet ölçüsünde artırılmasına karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 16.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.