Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 354 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 19979 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : ANKARA 11. AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 01/02/2013NUMARASI : 2012/1446-2013/98 Taraflar arasında görülen iştirak nafakasının kaldırılması davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili, tarafların 17.11.2000 tarihinde boşandıklarını, boşanma kararı ile müşterek çocuk S.. A..'ya iştirak nafakası bağlandığını, müşterek çocuğun 01.08.2009 tarihinde reşit olduğunu ileri sürerek, iştirak nafakasının kaldırılmasını ve icra yoluyla davacıdan fazla alınan iştirak nafakasının iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, nafaka artırım davasıyla S.. A.. için belirlenen nafakanın ödenmediğini belirterek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, Ankara 16. İcra Hukuk Mahkemesinin 17/12/2012 gün ve 2012/1071-995 sayılı kararı ile reşit olan S.. A.. ile ilgili olarak şikayetçinin (davacının) nafaka yükümlülüğünün kalktığının tespitine karar verildiği, nafakanın kaldırılmasıyla ilgili davanın konusunun kalmadığı, davacı tarafından müşterek çocuk S.. A.. için fazla ödenen nafakanın iadesinin ise yerleşik Yargıtay Kararları da nazara alınarak geri istenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, reşit olan müşterek çocuk lehine icra takibi yoluyla ödenen iştirak nafakasının iadesi talebine ilişkindir. TMK. 327/1.maddesine göre; çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından sağlanır. Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. (TMK. 328/1) Küçük reşit olduktan sonra da eğitimine devam ediyorsa, kendisi yeni bir dava açarak yardım nafakası talebinde bulunabilir. Somut olayda; tarafların 22.05.2001 tarihinde boşandıkları, 01.08.1991 doğumlu müşterek çocuk S.. A.. lehine iştirak nafakasına hükmedildiği, müşterek çocuk Seren'in 01.08.2009 tarihinde reşit olduğu, müşterek çocuk reşit olduktan sonra da Ankara 17. İcra Müdürlüğü'nün 2001/5126 Esas sayılı icra dosyası ile davacının maaşından iştirak 23.10.2009-25.09.2012 tarihleri arasında nafakası kesintilerinin yapılmaya devam ettiği ve davalı tarafından alındığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar mahkemece, reşit olduktan sonra müşterek çocuk S.. A..lehine, davacı tarafından ödenen iştirak nafakası ahlaki yükümlülüğün yerine getirilmesi olarak değerlendirilmiş ve geri istenemeyeceği belirtilmiş ise de; icra tehdidi ile yapılan ödemeler ahlaki yükümlülüğün yerine getirilmesi olarak kabul edilememiştir. O halde mahkemece yapılacak iş, müşterek çocuk Seren'in 01.08.2009 tarihinde reşit olması ile birlikte davacı babanın iştirak nafakası ödeme yükümlülüğü kalktığından, bu tarihten sonra 23.10.2009-25.09.2012 tarihleri arasında icra yolu ile davacıdan alınan ve davalıya ödenen iştirak nafakası miktarlarının hesaplanması ve davacıya iadesi yönünde hüküm kurmak olmalıdır. Yasa hükümlerinin yanılgılı değerlendirilmesi sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.