MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİTaraflar arasındaki tedbir nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili ve davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalının 1959 yılında evlendiklerini, davalının başka bir bayanla yaşıyor olması nedeniyle aile konutunu terk ettiğini, yıllardır tek başına yaşamak zorunda kalan müvekkiline, davalının hiçbir şekilde maddi destek sağlamadığını, hiçbir geliri olmayan ...'un yaşı itibariyle artık gelir elde edebilecek durumda olmadığını ileri sürerek aylık 750,00 TL tedbir nafakasının davalıdan alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı cevap dilekçesinde; adına kayıtlı iki dükkanını eşine devrettiğini, davacı ile ailevi sorunlardan dolayı yaklaşık iki yıldır görüşmediklerini, eşinin kendi adına köyde bağ, bahçe ve tarlaları bulunduğunu, aylık 1.030,00 TL emekli maaşı olduğunu, başkaca geliri olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.Mahkemece, davalının gayriresmi olarak başka bir kadınla yaşadığı, bu durum karşısında davacının ayrı yaşamada haklı olduğu, davalının davacıya ekonomik olarak katkı sağlamadığı, yardımda bulunmadığı anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile aylık 300,00 TL tedbir nafakasının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı tarafın tüm, davacı tarafın sair temyiz itirazları yerinde değildir. TMK’ nun 195. maddesi uyarınca, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde eşler ayrı ayrı veya birlikte hâkimin müdahalesini isteyebilirler. Hâkim, gerektiği takdirde eşlerden birinin istemi üzerine Kanunda öngörülen önlemleri alır. Aynı yasanın 197. maddesine göre de; eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir. Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır.Davada, ayrı yaşamda haklılık nedenine dayalı olarak tedbir nafakası talebinde bulunulmuştur.Mahkemece, tarafların ekonomik, sosyal, mali ve içtimai durumları ve TMK'nın 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak ayrı yaşamakta haklı olan davacı kadın için hakkaniyete uygun bir miktar nafakaya hükmolunması gerekirken düşük miktarda nafaka takdiri doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 09.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.