Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3474 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 17251 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : AYVALIK 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 27/02/2014NUMARASI : 2013/127-2014/102Taraflar arasındaki yardım nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı dilekçesinde; davalıların oğulları olduğunu, davalı Sercan'ın Milli Eğitim Bakanlığında görevli, davalı Erkan'ın ise, taksi şoförü olduğunu, kendisinin sosyal güvencesinin bulunmadığını, günübirlik işlerde çalıştığını, 08/04/2012 tarihinde kalça kemiğinin kırılması nedeniyle çalışamaz duruma geldiğini, bu nedenle her iki davalıdan 500,00 TL yardım nafakasının tahsiline hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı E.. E.. cevap dilekçesinde; davacı babası ile 26 yıldır görüşmediğini, taksi şoförlüğü yaptığını, aylık ortalama 600,00-700,00 TL kazandığını, nafaka ödeyecek durumunun olmadığını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece; davacının zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak gelir düzeyinin bulunmadığı, davalı Sercan'ın memur olarak çalıştığı, aylık 1.511,00 TL gelirinin bulunduğu, davalı Erkan'ın aylık 500,00 TL gelirinin olduğu, elde ettiği gelirin zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde bulunmadığı, nafaka ile yükümlü tutulması halinde geçim sıkıntısı içerisine düşeceği gerekçe gösterilerek davanın kısmen kabulü ile, aylık 150,00 TL yardım nafakasının davalı S.. E..'den alınmasına, davalı E.. E.. yönünden davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından kısmen temyiz edilmiştir.TMK.'nun 364/1.maddesinde; "herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür".TMK.'nun 365/2 maddesinde; "dava, davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibarettir"düzenlemesi yeralmaktadır.Hukuk Genel Kurulunun 07.06.1998 tarih, 1998/656 E; 688 K.sayılı ilamında da; "...yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların yoksul kabul edilmesi gerektiği..." vurgulanmıştır.Yardım nafakası, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup, ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödevdir. Yardım nafakası isteyenin kusuru ile yardıma muhtaç duruma düşmüş olması, yükümlüyü borcundan kurtarmamaktadır. Aile bağlarının herhangi bir nedenle zayıflamış olması da yükümlülüğü ortadan kaldıran bir neden olarak düzenlenmemiştir. Bu nedenlerle kanun koyucu, yardım nafakasını toplum ve kişilerin vicdanına bırakmamış, kanuni bir ödev olarak düzenlemiştir.Kişi kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise, yasa maddesinde sayılı kişilerden yardım nafakası isteyebilir. Ne varki; bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır. Bunun için belirlenen nafakanın nafaka isteyenin geçinmesi için gerekli, nafaka yükümlüsünün geliri ile orantılı olacak şekilde TMK 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir. Tarafların sosyal ve ekonomik durum araştırması ve tanık beyanlarına göre; davacının kalçasının kırıldığı, çalışamaz hale geldiği, geçiminin komşuları tarafından sağlandığı, belediyenin evinde oturduğu, davalı E.. E..'in ise taksi şoförü olduğu, aylık 600,00 TL gelirinin bulunduğu, aylık 400,00 TL kira ödediği görülmektedir.Davalı E.. E..'in hakkında yapılan sosyal ve ekonomik durum araştırması ile kendi beyanına göre taksi şoförü olduğu belirlenmekte ise de; gelir durumuna ilişkin sosyal ve ekonomik durum araştırması yetersiz olup denetime imkan verecek nitelikte değildir.O halde mahkemece; davalı E.. E..'in sosyal ve ekonomik durumunun tam ve sağlıklı olarak saptanması ile İstanbul Taksiciler Esnaf Odasından dava tarihi itibariyle taksi şoförlerinin aylık ortalama gelir durumunun sorulmasından sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma sonucu hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 04.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.