Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3468 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 19182 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : MERSİN 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 29/11/2012NUMARASI : 2010/605-2012/524 Taraflar arasında görülen menfi tespit davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacılar vekili, müvekkillerinden E.. K..'un işyeri ruhsat sahibi, diğer müvekkilinin de abonesi bulunduğu dondurma imalathanesinde kaçak elektrik kullanıldığı gerekçesiyle 16.000 TL tutarında kaçak elektrik bedeli tahakkuk ettirildiğini öne sürerek, davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkili kurumca yapılan tahakkukun yasal mevzuata uygun bulunduğunu bildirerek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece; davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine 19.Hukuk Dairesi tarafından: "Hükme esas alınan bilirkişi raporu yeterli incelemeyi içermediği gibi, Yargıtay denetimine de elverişli değildir. Bu durumda, mahkemece yürürlükte bulunan yönetmelik hükümleri gözetilerek, davacının faaliyet gösterdiği iş, tüketebileceği enerji miktarı ve emsal tüketimlerinin de de??erlendirilmesi için yeniden konusunda uzman üç kişilik bilirkişi heyetinden rapor alınarak varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için hükmün bozulması gerekmiştir."gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak, davanın kısmen kabulu ile davacı tarafın 7.908.56 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanuna dayanılarak hazırlanan ve 25 Eylül 2002 günlü Resmi Gazetede yayınlanarak 01.03.2003 tarihinde yürürlüğe giren Elektrik Tarifeleri Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13.maddesi hükmünde, gerçek veya tüzel kişiler tarafından, sayaca müdahale edilerek mevzuata aykırı bir şekilde tüketilmesi, kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edilmiş, 15. madde hükmünde de, kaçak ve usulsüz elektrik enerjisi kullanımına ilişkin tespit, süre, tüketim miktarı hesaplama, tahakkuk, ödeme yöntemleri ile diğer usul ve esasların dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından belirlenerek Kuruma sunulacağı ve kurul onayı ile uygulamaya konulacağı açıklanmıştır. Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve anılan yönetmeliğin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları düzenleyen Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından yayımlanan 29.12.2005 günlü 122 sayılı kararının “C) Tüketim Miktarı Hesaplama” başlıklı bölümünde; “Kaçak elektrik enerjisi kullandığı tespit edilen kullanım yerinde tüketilen elektrik enerjisi miktarı hesaplama esas ve yöntemleri ayrıntılı olarak açıklanmıştır. Somut olayda, 17.03.2004 tarihli kaçak elektrik tespit tutanağında, 27.02.2004 tarihli sayaç inceleme raporuna göre, davacı tarafın dondurma imalathanesinde sayacın mühürleriyle oynamak suretiyle sayaca müdahale edilerek kaçak elektrik kullanıldığının tespit edildiği açıklanmıştır. Bu tutanağa dayanarak davalı tarafından kaçak ve ek tahakkuku yapılmıştır. Mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi tarafından düzenlenen raporda, davacının aynı döneme isabet eden aylık tüketim miktarı esas alınarak hesaplama yapılmış, mahkemece bilirkişi raporu doğrultusunda karar verilmiştir. Talep edilen kaçak ve kaçak ek tahakkuk bedelinin yönetmelik ve yukarıda açıklanan 122 sayılı kurul kararının “Tüketim Miktarı Hesaplama” başlıklı bölümünde açıklanan yöntemle hesaplanması gerektiği kuşkusuzdur. Hal böyle olunca, mahkemece öncelikle dosyanın önceki bilirkişi dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna verilmesi, bilirkişi heyetinden davalının davacı taraftan isteyebileceği bedelin Elektrik Tarifeleri Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve 122 sayılı kurul kararı hükümlerine göre hesaplanması konusunda denetime elverişli bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek hüküm kurulması yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 06.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.