MAHKEMESİ : ERZURUM 3.ASLİYE HUKUK (TÜKETİCİ) MAHKEMESİTARİHİ : 04/06/2013NUMARASI : 2013/276-2013/565 Taraflar arasında görülen hakem kurulu kararına itiraz davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili, Aziziye Kaymakamlığı Tüketici Sorunları Hakem Heyeti'nin 18.02.2013 tarih ve 2013/114 sayılı kararının hukuka aykırı olduğunu, hakem heyetinin görev ve yetkisini aşarak karar verdiğini ileri sürerek, Hakem Heyeti Kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davalının mağdur olması sebebi ile Aziziye İlçe Hakem Heyetine başvurduğunu ve davalı lehine karar alındığını, bu davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davalının Erzurum A.. Mah. .. pafta .. ada .. parsel ve .. nolu bağımsız bölümü satın aldığını ve konutun elektrik aboneliğini yaptırmak istediğini, ancak davalının evi satın almasından önceki dönemde usulsüz olarak sarfedilen elektrik borcunun davalıdan talep edildiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, Tüketici Sorunları Hakem Heyetinin görev sınırını aşarak karar verdiği, hakem heyeti kararının infazının mümkün olmadığı, yok hükmünde olduğu, bu nedenle davacının dava açmakta hukuki menfaati olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 22.maddesi gereğince il ve ilçe merkezlerinde bu kanunun uygulanmasından doğan uyuşmazlıklara çözüm bulmak amacıyla Tüketici Sorunları Hakem Heyeti kurulmuştur. Değeri beşyüzmilyon liranın (sıfır atılmadan önceki) altında bulunan uyuşmazlıklarda Tüketici Sorunları Hakem Heyetine başvuru zorunludur. Bu kararlar İcra İflas Kanununun ilamların yerine getirilmesi hakkındaki hükümlerine göre yerine getirilir. Taraflar bu kararlara karşı 15 gün içinde tüketici mahkemesineitiraz edebilirler. Tüketici Sorunları Hakem Heyeti kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine tüketici mahkemesinin vereceği karar kesindir. Değeri beşyüzmilyon lira (sıfır atılmadan önceki) ve üstündeki uyuşmazlıklarda tüketici sorunları hakem heyetlerinin verecekleri kararlar tüketici mahkemelerinde delil olarak ileri sürülebilir. Yasadaki bu parasal sınır 01.01.2013'den itibaren 1.191,52 TL'ye çıkarılmıştır. Somut olayda, davalı tüketicinin Aziziye Kaymakamlığı Tüketici Sorunları Hakem Heyetine başvurduğu, Erzurum A.. Mah. .. pafta .. ada .. parsel ve .. nolu bağımsız bölümü 14.09.2012 tarihinde satın aldığını, 27.09.2012 tarihinde elektrik aboneliği sözleşmesi yaptırdığını, abonelik tarihinden önce ödenmeyen elektrik borcunun kendisinden talep edildiğini, bu borçtan dolayı elektriğinin kesilmesi nedeniyle Aras Edaş'la 15.11.2012 tarihinde Taksitlendirme Protokolü imzalamak zorunda kaldığını ileri sürerek, Aras Edaş'a borçlu olmadığının tespit edilmesini ve haksız olarak kendisinden tahsil edilen tutarın iadesini talep etmiştir. Davalı tüketicinin bu talebi üzerine Aziziye Kaymakamlığı Tüketici Sorunları Hakem Heyetinin 18.02.2013 tarih ve 2013/114 sayılı Kararı ile; tüketici talebinin kabulü ile, tüketicinin kendisi ile ilgili olmayan dönemdeki ödemelerin iadesine karar verilmiştir. Taraflar arasında imzalanan 15.11.2012 tarihli Taksitlendirme Protolüne konu toplam borç miktarının 2.519,00 TL olduğu ve tüketici sorunları hakem heyetine başvuru sınırı olan 1.191,52 TL nin üzerinde bulunduğu anlaşılmaktadır. HUMK'nun 76.maddesi gereği olayları açıklamak taraflara hukuki nitelemeyi yapmak hakime ait bir görevdir. Davacı her ne kadar açtığı davada tüketici sorunları hakem heyeti kararının iptalini istemişse de, dava dilekçesi bir bütün olarak değerlendirildiğinde davacının taraflar arasında imzalanan 15.11.2012 tarihli Taksitlendirme Protokolü gereğince davalının ödemesi kararlaştırılan bedelleri ödeme yükümlülüğü altında olup olmadığı konusunda çıkan muarazanın men'ini diğer bir deyişle çekişmenin giderilmesini istediği anlaşılmaktadır. Hukuki yarar dava şartı olup mahkemece yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmelidir. Ancak açıklanan bu durumda mahkemece davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi isabetli bulunmamıştır. 6100 sayılı Yasanın 25, 31, 119.maddeleri gereğince mahkeme açılan bu davayı aydınlatmalı, tüketici sorunları hakem heyeti kararını delil olarak kabul etmelidir. Nitekim HGK 2004/13-417 E.- 2004/442 K.sayılı kararında da muarazanın men'i (çekişmenin giderilmesi) davalarının usul hukuku anlamında tespit değil, eda davası niteliğinde olduğunun, bu tür davalarda hem bir muarazanın varlığının tespitinin ve hem de onun men'inin talep edildiğinin belirtildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece anılan ilkeler ışığında esasa girilip doğacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekir iken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.